direniş /salımıza dokunurken çocuklarburası karanlığın sağrısı kızıl sızılar, ağır ağır yaklaşıyor sağımdan.. başım ıssız, nazarım ıslak, kulağım sağır a benim yatağımın yarısının yarısı.. a benim doğacak güneşimin sarısı.. umutlar saçılıyor saçlarımın ağarmasından! yakama yapış, paçama tutun, adımı ağıtlayarak çağır at sırtında çarpışanlar sevdasınca anıldığının farkındadır!.. ’Gül denem’ sensizlik, ismimi yitirten esrik sessizliktir.. mücbir sebepler kelepçeler ellerimi, gözü hep üzerinde ve düşler içinde bir esir seni severek hücre pencerelerine şiircikler çiziktirir, kesik kesik terlerken teni, menziline gülüşler biriktirir. sevdiğim.. dert etme yenilgiye direnen gecelerimi, geleceğim.. tebessümümde güller yetiştiğinde, elbet bir seherde yüreğin titreyecek, ben düşünce eşiğinde!.. karıştır ey kalem.. kalıba sığmayan hicranımı yeniden, fırtınaların uykuya daldığı yerde nöbetteyim. ko ki kulaklarımın pasını söküyor bir keskin sâla, ve kurumuş kentler sekarat hüznünde derinden.. kasığından yaralılar, ölümü uzak bilirken kendinden uçurumdan düşmemiş bir cesedin cesaret hikayesini neyleyim! destan beller gibi dokunsun çocuklar salıma, -çarşamba hüznünü de beraber geçelim bir kalem- bana yeter; bir gül ek ve göz yaşını düşür toprağıma!.. |