Kültürümüzü oluşturan adı zikredilen bu şiarlerin hepsi bizi biz yapan, herbiri ayrı dilimize deyimler

katan ,cümle kurgularımızı oluşturan dimağımızı besleyip zenginleştiren,soyutu somut,somutu

soyutlarla izah etmemizi öğreten , hayal kurmayı düş izah etmeyi belleten, dilimizle düşünmeyi,

düşündüklerimizle nasıl izahlar yapacağımızın yollarını bulan... nadide akıl taşlarımızdır.


Onlar olmasaydı, dilimizin döngüsü ne kadar hantal fikriyatımızın örgüsü ne kadar cılız ,

dilimizin ifade alanı kimbilir ne kadar dardı.

Belki de bir Avusturalya yerlisinin dil ve söylem ufkuna bile ulaşamamıştık.

Arkadaşımız onlar gibi olmak arzusunda olmak izlenimini verirken asıl gayesi herkesin başkasına benzemek yerine

bu şairlerimizi örnek alarak ama taklit etmeden kendisi gibi olmak gerekliğini vurguluyor.

Denizli horozları en iyi şekilde Denizli horozları gibi öterler, hint horzları gibi ötmeyi başarmaları için iki üç kuşak

kırma nesil geçirmeleri gerekir.

Şairimiz diyorki " Başkası olma kendin ol "

Şairimiz diyor ki ben de onlar gibi güzel şiirler yazabilirim ama her şair bir başka güzelliği yaratır,

her şairin yeri ,söylemi, fikriyatı ayrıdır. Ben bunlarla kendimi yetiştirir ama kendim gibi yazarım.

Ben haddimi de bilirim büyüklerimi de...

TEBRİKLERİMLE