yalan çizdim gök yüzüne herkes inandı.. çoğul zarafetiyle elleri birbirine kavuşmuş uzak-doğulu’nun saygı duyulası reveransı öne eğimli yüksek kültürün baş selamı incitmeye vesile bir kusrun bağışlanması talebini çağrıştırır gibi sürç-ü lisan etmeden önceki ihtimali varsaymanın inceliği ışığı loş şehrin çizimsiz sınırı çocukluğumuz geçiyor ya hani sokağından sonrası ç/alınmış yine de gurur ret ederdi gıptanın yutkunma halini üstelik özenti yoksunu galibiyetimizi-hem katık etme misyonumuzu ç/alamadılar kritik edemem hüznümü özeleştirim özüme döner şifresi imgesi yoktur k/ayıptır işareti ’yalan’ın derdi annem gülmece tarzı tek kişilik oyunlardı biz’i anlatan çoklu karakter farklı maskelere ihtiyaçlanır provalar yüksek performans ve senaryosunda bolca yalan (siyaset-in ilk dersi ’kandırma sanatının içeriği vaat soslu yalan’mış’) tamam işte ! uzak-doğu bizim hiç yakınlaşamadığımız uzak-doğuymuş-doğruymuş suallerimi tutamıyorum bir bir uçuyorlar avcumdan kanadı kırılmış yanıt-sızım diyen bir soru yaklaşıyor kürsüye kısık bir sesle uzak-doğu kültürüne insanlık töresine atıfla beş yeter mi diyor ? hadi on kez olsun.. ispatlanır ise yalan’ınız harakiri’ye var mı sınız ?... not..ben el kaldıranı görmedim - cevap vereni de duymadım...siz ? --yalana bir çift söz daha-- boyutu daraltıldı siyasa ile elbette 7 den 77 ye tüm renkleriyle pahasız bir eylem biçimidir yalan anlayan anlamayana yalan söylesin kur-ulu iltifatlar uçuşan vaatlere konuveren dişi kuşlar yasal yalanlar iyiliklerin gözde beyaz rengidir güncellenir her vakit modasıdır gençlerin karı-koca’yı karıştırmadan organize işlere boşalır mahkemelere gizli tanık-yalan ifade... anam iyi kahve falı bakardı ’fal yalancı,gönül eğlence’ derdi ama ağzının içine bakardı kızlar ’aa bak o nu da bildi’ diye bağırışlar eh ben de biraz yumuşattım yalanı hayırlı olsun..kim isterse ... |