6
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
2744
Okunma
Yarınsız bir gün düşer gibi ırmak boylarına
çalı diplerine saklanan karabataklar
gözünü kırpmaz sakınmaz
vefasız dost gibidir her dem ayrılıklar
kırlarda koşan papatyalar gibi unutulur
kahve içilen gün
bozuk para gibi harcar insanı
umduğunu bulamadığı zamanda
ne dost kalır yangın yerinde
ne ağlayanın
ah! ölmeyegör sırtını dönmeyegör
bu devirde güven yok dostum anan bile olsa
ne kapı çalınır ne feryadını duyan olur
ürkek sessizlikte karanlık
gün solunca rüzgar keser nefesini
karanlık geceler
kış mevsimi ıslık çalan dağlarda
yürür haydutlar haramiler
ve şehir eşkiyaları
anla artık be dostum dilim varmıyor
her köşe başında kendine düşman insanlar doğuruyor sokaklar
henüz doğmadı hayal mevsimlerinde ki çocuklar
bırakmadı kumsallara
ayak izlerini
alacakaranlık çoktan çöktü
dağ dağ yalnızlık başladı
gün gecenin boyunduruğu altında
sobalarda kıvılcım kora dönüştü
ısınmayan yürekler ordusunda
heykel kesilen sokak lambalarına
uğramaz oldu
börtü böcek düşlerinde öldürdü son ağustosu
nereye gitti bu insanlar
hangi yazda kayboldu
yorulan umut kıpırtısı durdu mu
yaz sevinçlerinde tütün içmelerin tadı kalmadı
titrek balkonda
yasak üstüne yasak yaşamak
mavi intiharda uçurum kenarında
ışıksız gün perdesiz pencere
siyah bütün renkler
zeytin ağaçlarında
uzandığından beri eli eşkıyaların Ege kıyılarına...
NurtenAk aygen
yirmibeş aralık ikibinonbeş
5.0
100% (17)