Alışılmadık
İçimde bilmediğim aynı zamanda da istemediğim,
Tüm doğan mutluluk, hüzün, korku misali duygularımdan beslenen, Beyazlık sanki bitmiş karanlık sanki hiç bitmemiş, Teklif-i kabul kelamını istesem duymak, Ne ihtiyaç o vakit kalırdı antlaşmaya bir tefehhüm katmak, Beni düşünmeye sevk meraktan, merak hiç düşünür mü? Onu bana sevk ettirenin gönül-ü nihayetini, Bir gonca gül nihayetimde hediyem güzelliğide niyetim olsun isterim onca arzumun arasından, Gönül-ü’nü altın kadehten şarap içerek hoşnutlandırırken benim halim ne hal, ne hüsran, Havada yavaşça süzülüp daha sonrada yeri süsleyen o pembe yapraklar, Zaafıma karşı beslediğim, bir türlü ulaşamadığım o sonsuz doyum noktası, Gözlerimin dolmasına sebep, dalgaların savrulduğu gibi rüzgarında o kokuyu üzerime savurması, Bunlar mıdır? İçimdeki karanlıkta beyazın görünüp dahada saçılmasına yol açan, Yoksa verilen bu güzel hissiyat, tekrar doğan bu güzel duygular değil midir? Delalet, birbirimize karşı yürüyor olmamızdan... |