Uyuyordu Gece
Uyuyordu Gece
uyuyordu gece yıldızlar uyuyordu kuşlar uyuyordu bulutlar uykusunda çocuklar uyuyordu elllerim uyanık yüzüm uyanık gözlerim uyanıktı yollar susmuştu kitaplar susmuştu sehpa susmuştu elimde çay soğumuş sigara susmuştu uzandığım ranza susmuştu gözlerimi diktiğim tavan duvarda asılı saat susmuştu rüzgar susmuştu değersiz bir eşya gibi yatağımın bir köşesine kıvrılmış gece nefesimi soluyordu düşlerime gelirsen eğer gelirken saçlarını getir diyecektim saçların susmuştu sesini getir diyecektim sesin susmuştu ellerini getir diyecektim ellerin susmuştu yüzünü getir diyecektim yüzün susmuştu ama kırılan umudun yerini alacak bir şiir arıyordum üşüyen elimi tutacak bir el kuruyan çiçekleri yeniden filizlendirecek bir toprak sen benim susadığım bir çöl’sün içinde kendimi aradığım sonra sokağa indim kaldırım taşlarını tekmeledim rüzgara yumruk attık yıldızları sapanla vurdum koştum yoruldum oturdum bir sokak lambasının altına çaresizliğin gelmişine geçmişine küfür ettim sonra ağladım ağlamak içimi rahatlattı kıvrıldım koynuma koynum susmuştu içimdeki yalnızlığı kurşuna dizmek isterdim ama yanlışlıkla kendimi vururum diye her defasında vazgeçiyordum sonra çıkıp bir dağın en yüksek tepesine kalbim kuruyana kadar sana şiir yazmak isterdim bulutlar susmuştu yüreğim yağmur döküyordu gözlerimden toprak kurumuştu damarlarımdan toprağa kan veriyordum uyuyordu gece eğilip kirpiklerinden öpüyordum seni yüreğim susmuştu ibrahim dalkılıç 09.04.2018 00.05 izmir |
Kalemin susmasın
____________________________Selamlar