Yürekler Durulunca
Yürekler Durulunca
1 âlem girdabında ruh bedene tutunur gayb deryasına dirhem katre katılır elest âleminden muştulanır kader sırları fısıldanır kün emri, amade kulaklara akar ırmaklar yatağına, herc-ü mercinde ömür derbeder çığlıklar demlenir canda son deminde bütün ham pişmeler canlar fena fillahe erer yürekler durulunca 2 hazan vakitlerinde kuruyunca sorgular zemherinin kesif anlarında kalır akıllar küçük balıklar sığınır yuvasına çağlar tarih dehlizlerinden ikbale perçin tekerrür eder zaman, “aksakallı koca dünya” Mevlana’dan beridir semaya doymadı zaman devri âlemde dolaşır, onsuzsa beyhude can sular firdevse kavuşur yürekler durulunca 3 saklı düşlerin küfesine gizlenir dilşah arzular muhasarası var, eşik dibi zebani duruşlarının şehrayin anılarından süzülür somurtkan simalar her kalan gün maraz üzerine derbeder ruhla doğar işkencesi kurgulanır yüzkarası mahfuz bedenlerin kayıplarına konar heyula; -aç, sefil, viraneler şehri- vuslat muştusu Makam-ı Mahmut der, susar hak yoluna abid olur yürekler durulunca 4 dimağlara konar zebani haykırışlar en derininde gizlenir duyguların acı hali lügatine düşmüş kan damlayan kelimeler hüzün tarlalarında biçilir karanlık emeller doğan güneşin nurudur, şafaklarla paylaşan ve sen ve acımasız kayıplarında ki zaman af bekleyen günahlara seslenir bütün dualar firavun ruhlar deli olur yürekler durulunca 5 çiğnenir rızık payları ganimet çöplüklerinde bir tas su içilir artakalan hırsların üstüne kapatır turab, pak eyler zehir zemberek canları çöl susuzluğu ey hat, damaklarda acı tat akli selim, payidar kalan hoş sada kubbede kurulur mahşeri ölüm sancaktarlığı ve hiçlik ikbale tohum ekilir, filizlenir hayaller çağların şuası alevlenir yürekler durulunca 6 barışı gölgeler zindanın soğuk yüzü konuşur firavun kalıntılı ruhların fendi alevlenen yer gök, sinenin bağrıdır yırtılır Bağdat’ın göbeğinde namus, ar ses verir Gazze’de çocuk, törpülenir vicdan kırılan kalemlerdir, hâkimlerin elleri aranan kıvılcımdır, yarınların gülleri ilim irfan sel olur yürekler durulunca 7 safi duruşların sırrına mazhar mıdır ekâbir yed-i beyzâ’dır kopa gelen imdadın imbiğine cılkı çıkmamış, goncası ölmemiş zamane tünelleri and içsin doğruya açılacak yolların menzili ki damıtsın kirliliği akan kanın harcıyla baltaların suyu çeksin, körlensin yağlı urganlar gül açsın yürek semazeninde, umuda kapı gönül bağı güllensin yürekler durulunca 8 keşmekeş cümbüşünden sıyrılırken gerçekler kalburüstünde kalan darılar azat olur savrulur zamanın sığ yerinde selamet inbat sürgünlerinde hazin kalır çırpınışlar saman alevlerinde hızla yanar desise umuda açılır yol, sütbeyaz düşlerde emek, sabır birleşir umudun ışığında gönülde güller derlenir, yürekler durulunca 9 doğar mucize, sürüklenen devr-i âleme keramet biçer fanusun da izbe dimağın Kerbela’ya uçar gider, yüreğimde ne varsa canımız kurban ey dost, huzuru Hakk’, cemal’e can evinden vurulur, nuru çevreler haleler özlemin var, hasretin var nazlı yâr dilaltı huzmelerinde badeler gül tadar esen yel dillenir yürekler durulunca 10 hatıralar zihinde, yüreğe düşerken kor şuasız kalmış şehir, cansız resim duvarda büyük korkular yaşatır yalnızlığı kertiği atılmış dünlerin kadar taze ve dul koynunda emziremedin süt kokan bedenimi bütün haykırışlar sana, susar dilek ağacı düşer yine yüreğe emellerin sevdası âlimin fendi yellenir, yürekler durulunca 11 deli akar kan, köz alevi bir hayatın baharı kahkahalar ardında gözyaşları ve sükut sevmek: ufuklar ötesinde baki yârin neharı dâr-ül selâm arzusuyla yanar vicdanın nidaları hayat ölümün zıddı, gözlerden düşer ah! yüreklerde dillenir, ecirna minan nar…ebed-ül abâd ebâbil gibi hür, şen beden ve tinin debdebesi fani âlem demlenir yürekler durulunca 12 gönül dergâhına sunulur baki âleminden fısıltılar dâreyn antlaşmasıdır, hesabı görülen kader payında bir zahid, bir derviş beslenir zikirlerde harp meclisleri kurulur, çevrilir dümen seyrüsefere cemal-i yâr, üfler ebced hesabı ruhun bebeğine gözlerden katreler iner; huzura ve s ü k u n a kemale ererken mahfuz iç çekişler, durulur göz pınarları samanlıklar seyran olur yürekler durulunca 13 kalü belâdan seslenir ruh; sırat-ı müstakimdir aranan yürekte eritir vicdanın kuvve-i maneviyesini yaradan harabat ehlidir yollara düşen; ahvali: yara, kor İdris’in libaslarıdır örter jiyan bedenleri, ifrata yol var yeniden yaz umudu -hor görme yaratılanı defineler adım başı yeter ki viranelerde olmasın can rüyalara vurulur mu kelepçe, atiler hür iznillah hayaller göz kırpar yarına, yürekler durulunca 14 gönül deryasında süzülür lafsın bercestesi, i l a h i akar sonsuzluğa, âsude yürek hanına çağlayarak şiar edinir hakkı ve adaleti, yaşanır hayalde füsun meftunum ayağının tozuna, -Sadakallahül Resul- gülgün bir dünyadır ölümüne ağıtlar yakan beklenen ulu sevgilidir, ey güzel ülfetim uyan! mesirelik âleme şafaklar doğdu, baki hak ayan sevgi kucaklar cihanı, yürekler durulunca 15 dökülür anberler bedestenlerden ruh dehlizine misafir şah damarında karşılanır; rücu eder rabbine minarelerden yükselir musiki seda, r a y i h a sıyla kavuşur asumana, ayyuka uzanırcasına nur büyütür bedenlerinde arifin amellerini bezm-i elest tekerrür eder; Allah bir, azze ve celle ab-ı kevser yudumlanır, dizginlenir nefs-i emmare huzura erer can, yürekler durulunca İlkay Coşkun 22.05.2009 Poyraz Edebiyat Sayı 10, Mart 2010 |