AlemBu tarlanın en son son tohumu babam Kaç yıl oldu hala göğermedi Gidip gelip bakıyorum toprağına Bi umut Bi parmak Bi göz Işkın etse inceden bi söz Kurbanlar kesecem yollarına Ah allah Bakkala diye çıkıp dönmeyesim var Nasılsa geçer zaman iz bırakmaz ardımdan Ne yazın başı Ne sonu kışın Oturup dibine salkım söğüdün Otursam şafağa sarıp dağları Üflesem havaya püfür püfür kuşları Vursam gözüne bi başınalığın Üstüne üstlük geçsem korkumdan sıvayıp dizi Ellerimi kavuştursam çaya karşı Köpürsem çakıl çakıl Demlensem ören boyu Teslim olmadan bi önceki an Gözlerim ardına kadar açık Kirpik diye kuş astım kapaklarına İrkildikçe bulut Ürperdikçe yağmur Biraz sonra yıldız açacak Biraz sonra duvarda kurt sürüsü Tahtada ini Sesim o kadar güzel ki Yanık mı yanık türküler söylüyorum Sarı saçlı Mihriban’ı gömüyorum geceye Elleri ve yüzü dipdiri Nefesimi yakalıyor sımsıkı Tirene binmek iyi geliyor o ara Yüzümü bandırıyorum bi mendilin köşesine rasgele Bitkinliğim geçiyor Bulut geçiyor Kuşlar geçiyor Nakarat İadesiz ve taahhütsüz ömrüm geçiyor Şehrin ortasından geçiyor sokakları yararak Sol tarafı büyüyünce kuş olacam diyor Dilimin ucuna konup marş olacam Sağ tarafı zarfa sıkışmış zaman Değermiş Güzelmiş İnanırmış gibi Var olmayan |