MAZLUMUN VE YÜREĞİN İHLALİ...
Bir Tanrıyı sahiplenirken insanlık
Aslında insandan yansıyan nefreti Kinine banarken iblis ve riya. Dökümlü eteğinde cebbar cümlelerin, Hazin gidişatında Ölüme dair bir menkıbeyi Sahiplenmek: Belli belirsiz bir sığınak adeta Hatta maruzat bellemek isyanı Sonra da yâd edilen maziyi Kırparken yine ucunda takılı bir yıldız Belki de yıldızları kırpan şaire Özenen bir yetim, Hatta dilinde sivrilen yetilerin nazarında Kaynayan bir evren için için. Erdiğine değil aslında Vakıf olamadığına sirayet eden Tenezzül dahi etmezken sevmeye Kim savarsa sırasını Hatta sırasından çıkıp En muhalif imgeyi de takıp koluna Yine isyankâr bir kelamı Bağışlamalı mı Tanrı, Diyebilmenin çok çok ötesinde Mazlumun ve yüreğin ihlali. Gün dönümünde hicrana yansıyan, Gecede belli belirsiz nüktedan bir yalan Belli ki gerçeklerin ifşası en zorlayan Hatta marazi bir gölgeyi bile Öteleyen irin yüklü gözleri kötünün. Oysaki dokunaklı surelerde Yürek sürdürürken savaşını Yine Hak nezdinde Bir kuldansa Bir kurama doğru; Bir yatır değil de Mazlumun mezarı Bir kinayeden öte Sefil varlığın devamı. Gönül gözünde nasıl ki olmaz perde Haydi, bir nokta da sen koy Şu reşit olmamış öfkene Sonra da ihlâslı yüreğin yorganı Nasıl ki pişmanlık ve Yalanlarla iştigal tasanı Görmezden gelirken evren Bil ki; sen sefil kul Asla geç değil Hele ki saklıysa İçindeki iman. Zamanın yankısına vakıfım belki de: Duyulmadığım kadar varım aslında: Varların da yokların da var olduğu farklı bir Döngü Yine kanatlarında ikbalin, Devrik saltanatların devrik tezahürü Hem de ne için? Boyutsuzluğun rahlesindeyim günbegün: Ölü çocukların derlediği hikâyeler var Ve ölü hikâye kahramanları: Aslında her biri kendi yazdı masalını. Öncelikli aşkların Sonradan görme isyanı Belli ki teyakkuzda iblis Şerrine lanet olsun diyen faniden Nasıl da alacaklı. Göklerde uçuşan zerrelerden bozma Bir ihtiras Yine külfeti ömrün, Yine şehveti bedenin Oysaki tek bir hücreden müteşekkildi evren Ve tek göz odasında yüreklerin Kadın ve erkeğin sığdıkları Yine adına sevgi denen Bir lütuf olsa olsa: Ermeyi haczeden münafık bir lehçeden de alacaklı… Ne gönlün suru ne de ilahı aşkın: Varsa yoksa dünün vebali Yine yongasında ömrün Üç beş hacizli cümlecik: Varamadan sona kendini adayan Aşka sormadan kendini Uçurumdan atan Deli bir fıtrat kimince. Kıymetimi bilse keşke’lerin Demlendiği o terane: Cürüm misali ölüm, Sevda misali özlem. Göklerden yere inen Yerin hikmetini ise Yere göğe sığdıramayan Kaç kişi kaldık şunun şurasında? |
Çok güzel bir serbest şiir okudum. Tebrik ediyorum. Selam ve saygılar.