İmdatMızıkacı bir adam vardı falanca dağın ardında Adında U harfi kazağı V yaka Ne derdi vardı bilemezdik elbet ,biraz suratıda bet Çalardı öyle işte ,dağlara taşlara... Bulutlar ip atlardı,yıldızlar seksek Çocuktuk o ara Bilemezdik tabi,mutluluk kaç para Babamızdan koparttığımız bir kaç bozukluk Birde üstümüze yağardı yağmur oluk,oluk Sırılsıplam ıslanırdık, gülerdik Ağlayasımız tuttumu bir daha ıslanırdık Sırayla ağlardık ve sırayla gülerdik İmece usulu işte,tek ,tek Birde bizde İmdat vardı,İmdat dedimi gelen Hani öyle babayiğit çocuktu Dağı ,taşı delen Ağaçlarımız vardı dalları yediveren Köpeğimizin ismi mazlum,kedimizinki ise boncuktu Bir gün duydukki İmdat demiş annesi İmdat gelememiş kanserden Mazluma araba çarpmış,boncuk Ölmüş veremden İşte öyle bir yaz olurdu bir kış Biraz boy verince bu sene babamdan koca bir alkış Annem garip boynunu büküp çetik örerdi Ocağın ateşinden biraz olsun anlamıştım hayatı Odunu az verdinmi hemencik sönerdi Ahşaptan bir saatin içinde döner dururdu yelkovan Bağdaş kurup oturturdum düşlerimi kilime Birde kuru fasulyenin yanında koca bir soğan Eşşek arısı sokaydıda dilimi gelmeyeydim bu günüme Cepten yedik bu ara çeyrek asır Palazlandı sakal bıyıklar bürüldü Püskülden koptu, tane tane oldu mısır Alacak verecek kalmadı hesap dürüldü |