bazenlikler
;
cıkamasın rüyalarından esiri olur zaman denen kötülük unutulur utanır yıllar eskimiş gibi olursun bir eşya gibi kabuk döker icin bazende kocaman gelir evin cıkamazsın delil kalır şararmış yüzlerinin dışarısının sesi yüreğinden ağırdır tavana bile bakamazken göz hızaların sen hep geceyi üzersin kalın bir ayrılık ciziği kırıkların ile susmak kör gibi cehalettir bezenlerde icindeki çoçuk gülümser mutlucuklar büyür göğün mavi derinliklerine yıldızın parlar ayın ucuklar gövsündeki sığırcıklar durur kıpırdamaz yanan mum ateşdeki onurun soğur yeniden doğarsın mevsimindir mutluçuk. bazen bazı bazı gözünün solu devrilir tuzlu ve yapış yapış duygular akar yere düşmeden görürsün caresizliğini iki duvara sıkışır aklındakiler ve gömülenler can suyu olur bereketli yüreğinde nefes alır ırmaklar kendini tamir eder yıllarındaki umutlar yeni koşarşın topal kaderindeki alın ağrına icin dökülür dışın yıpranmıştır bazenlerindeki sen herşeye alışırsın muhtaç olursun yaşamak icin icinden bile gelmez kör kuyular ararşında sığ gelir kocaman yalnızlık bağırır suç güvendedir korkarsın üzüntüler ağır yaralıdır beyaz günler biriktirirsin yaşam hakkın gibi kutsal gökyüzünün derinliklerine öğle bakarsın yine yollar aklına sığmaz taşar koşmak gelir yeni bir çağ kapılarına düşmemek icin dağılırsın bazen seni düşünmek sadece ayıptır sevmek ise gönülle bir cift mutlucan ekmektir aşkın ise kirpiğine dokunamamak kadar saygımdır ürkek ruhunda yaşamak varken örümcek ağı gibi seni kendime sarmak herkezden kışkanmak bir duayı yaşatan mutlu eden bir yüreğin yağmurunda ıslanmak ve coşkusunda ilk baharda uyanmak bazenlerin seni özlemek gibi yarım yaşamak bazenler bazı kadar kısa anlamsız acı veren umutcuklar. bazen ayrısızı umucukları yakalamak istersin senin olsun seninle yaşlansın ister benliğinde kalıp beyazlara sarmak var iken elinden değilde yüreğinden kalkar düşerler bin parcaya sığmayan bir kırılganlıklarını toplayamazsın erir ufalanır yelle yekşana yürür düşer ezilir göz bebeğin kahve akına durur bakar üşür. bazenacı bir parcan karanlık doğusuna milim milim kısık duymazlığına verirsin azcıkta ürkek ruhuna ayırırsın nefesine can duygularına bırakırsın büyük parcanı yüreğine acıtana bir geçmişe hiçlik ayırırsın cünkü o senin hiç bir şeyindir bazende hiçliktir. bazenlikte ’Nur’dur karanlıklarımı aydınlatir bazen, mişlikte kor ateştir kasıp kavurur yüregimi mum gibi eritir dağlılır duman eder yeksi alemi biat eder ruhum terki meftumluğumu firaridir el tutulmaz apardı düzü kilit tutmaz rüzgar görmez dil işitmez göz görmez yürek desen. |