kızıl gonca...ah benim kızıla boyanan beyaz yüzlü bembe dudaklı gül parem icimdeki kalpbe sığmayan güz güllerindeki bahar gülüsleri aniden yağan yağmurda ıslatan aşk ruhu icimde büyüyen mabedinim gül kokusu buram buram yakan bir acı bu keşke ölüm daha kolay olsa sevmekten sancılar icinde bekleyen geceme gündüz olan beyaz ayımın neşter keşiği acım ah benim beni anlamayan al yanaklı kızıl gomcam elimde olsa dünya ne bana dar nede sana sonsuz üzülürüm haşret bakan gözlerimdeki sana sen bilmez idin sana dökülen güz yaşlarıma neden hep gül böyle masum kokar ve bayıltıcı eder ah benim pempe düşlerimin zarif duygusunda kalan can cazım neden hep bülbül dal dikenliyken güle bakıp ici acır ah benim kızıl günlerimdeki pembe bakışlı gülüm acep hangi gönül bahcesinde üzgünsün ve benide neden üzersin kızıl gonca... |
kendini üzer
kendini kırar
kendini yerden yere çalar da üzemez kıyamaz ona
kendimden biliyorum
kendi mutsuzluğum pahasına vazgeçtim
sevda denen yürek yangınımdan
bence o sevgiyi o sevgiliyi ölç tart biç göreceksin
var olacak boşluklar çünkü seven kıyamaz sevdiğine kıyamaz