fantasticarekabukları kırılmış yaraların pembe izi dokunur dokunur titreyen alevin rüzgara inadı tütsülenmiş bir sabah gibi hafif puslu teninde çırpınan o ihtiras kokusu görülmeyeni ertelen közlü bir gece misali seslerin üstüne bastırılmış tutkunun o unutulmaz harı gizemlerin içinde ıslak dudağın hafif eriyen titrek heyecan bir gözüküp bir geri gelemeyen günün dar ortası gri pembeler kırmızıya uçan lavinya morun devleşen gövdesinde iki ayak merdiven göbek çukurunda ıslanan sevginin alı azı akı bitmeyen öykü sanki yapraklı kurumuz günden kalan anaç sımsıkı dayana bilen üryan bir geçe gibi cesaret sarı bir renkle büyüyen mavi gözlerin içinde uyuyan gün ertesi kokusunda mis amber yaprakları sıcaklığında gülüşen neşe gövdesi damlacıklarını kırmızı yünlü bir kazak beyazlığına sürülen güzelliğindeki vazgeçilmezlik dünyada olamayan bir kuş bir çiçeğin nefes alışları kadar şaşkın ve gizemli ve hayatımda gördüğüm en güzel dişi sesti o manzarası renklerle dolu küçük parmaklarının inceliğindeki kibar dokusu ve gördüğüm en güzel hüzünlü bir zaman aralığı idi o gülümser iken başka bir dünya kuruyordu çırpınan ve titreyen Heyecanı üstüne gizemin yerine tutkunun aldığı boşlukta nefes alıyor hala Sınırları çizilmemiş bir ülke gibiydi varlığındaki eksilmeyen düş yanıkları kurgusu olamayan eksiklerin erdemli yankıları gibi gidip gelmeler durup düşüncelerde nefes alışları gövdesinde hırpalanan gün ağrıları hep yalnızdık iki nehir gibi iki yol gibi bir rüya gibi bende kalamayan yanlar.. |