Sizin Sözünüz Bu
beni uzak tutarak söyleyin
sizin sözünüz bu kumsaldaki çakılların ışıldadığını biliyor olmalısınız geri dönüp rüzgar kırılan kalbini arıyor ayın battığı yerde çimenler çiçeğe dolup gülüştü yaz sofrası büyük olanın büyülü sözler söylemesi yasak bu kabirler boş gökyüzüne bakıyor günler renkleri ile dönünce sarhoş hala kuşkulu sırlar kuşağının arasındayız bazen birbirine hasret kardeş değilmişiz gibi üstümüzü örtüyorlar şimdi bir şey söylesem korkarsın demesine deriz özge erik dalda kuyusundan su çeker ne tuhaf bilmece bu benim bildiğim ciğerini kediye atsam yemez unut artık bize yoldaş olmayı tandırgayan kaan ince nilgün dar ağacının masum bir yanılgısıydı sylviya siliyor dudaklarını aşkımızın kanıyla sevgimizin bulantıları mavi ölü şairler ağlayarak şiirler bırakıyor üzgün bulutlara. |