YAŞLANMAYI DURDURMAK
YAŞLANMAYI DURDURMAK
Mümkün olsa! Durdurabilsek yaşlanmayı, Sabitleyebilsek ömrü, Tam da yirmi beşinde... Kırk yıl sonra yirmi beş diyebilsek. Altmışlı, seksenli yıllarda da, Yüz yıl sonra, Hatta iki yüz yıl sonra bile. Her sorulduğunda yaşımız, Yirmi beş diyebilsek. İster miyiz? Akıp giden ömrü Gençliğin bir yerinde sabitlemeyi, Hiç yaşlanmadan, Öylece kalmayı, İster miyiz ki gerçekten? Zordur evet demek. Zordur yaşlanmalarını görmek, Çocuklarımızın, torunlarımızın. Saçlarını beyazlatmalarına, Tanıklık etmek zordur. Yüzlerce yıl yaşarsak eğer, Sevdiklerimizi; Acı çekerken, Hasta yatağında eriyip giderken, Sonra da musalla taşına konurken, Görmeye dayanır mıyız? Dayanmak zor, Bunca acı ve eleme. Öyleyse; Vazgeçmek gerek, Devirmeye yüzlerce yılı. Yetinmek gerek, Tanrı’nın verdiğiyle. Her dönemi güzeldir yaşamın, Çocukluğun, gençliğin ve yaşlılığın... Gerek yok başka arayışlara. Doğal süreciyle yaşamak gerek, Her evresini ömrün. Ömer Adar-2017 |