argaliya ağıtlarıI burada duralım karanlığın saçlarına düşen her kuş için renk ve gölgelerin kapandığı o yere. II biliyorum kimse çağırmayacak beni duvarın arka tarafındayım her vakit oyun vardır ve tanrı bilir vargit-ler beyaza büründüğünde ölüm bir ağrıdır uzanıp kuruturlar kendilerini sonra uçarlar ağaçların alacakaranlığında elma kokusu III belki yağmurun sesi gelecek hiç kımıldamadan taş havanları bozan bir kedi kuş kemiği ve yaralı her figür için ışığı kapatmalısın buraya uzanıp göreyim öte yakayı. IV tanrı bir gölgeyi söküp nasıl götürüyor. bak taşlar taşlara çarpar. korkudan aynı ayrışma o sis altında sular intihar eder orada her defasında kuş kanatlarını nasıl taşısın bir ırmak V şu ağaç nar ağacı mı? söyle bana önce gece geldi gündüz rüzgar sonra çatladı nar ağacı kendi evine düştü sarı bir ateş. ta şuramda ben ansızın sıçradım o anda gömün beni . . . |