MUM ACILAR...Mum acılar damlıyor yorgun zihnin Körüklü koridorlarında fink atan Yetim nazarı ayan beyan hem de. Kul sancılarımı efsunluyor devran Kuytularda kayıp rahle Mizacın tefekkürüne ihanet eden iblis benzeri Nice gösteri Yine kuru dallarda öylesine bir rehavet; Kara haznesinde gecenin Sözüm ona sükûnet Yine aşk tadında bir kıyam, Ansızın sızan bir gölgeden de alıp Nasibini derinlerdeki kayıp ferman. Silecekleri ömrün kırık, Taammüden köle bellediğim Kayıp zincirlere de yeni halkalar eklediğim; Ne yani hepsi mi yalan? Hep mi yakamozlarda saklı deli yüreğin Kırçıl yontusu Bir de körebe şiirlerde Lal olmuş hangi kelam ise Bin bir gece masallarına ekli bir cinnetten Nasiplenip de Yoldan çıkmış kör bir kadın İçinin aryalarında yetim çocukları Yine adını bilmediği babalarından miras; Belki de geçmişin şansız tortusunda Koca bir hezeyan. Yandık yanalı, demeyi maharet bilen kim ise Ve kim ise kel başa şimşir tarak Haydi, ucundan tut da yak yüreğin eskizini Hem fena mı olur; Kaybolur yeni yetme bir hayal daha Doyamadığım mamalarında Cahil imgelerin Tozu dumana katan cahil tayfası Sözüm ona gün yüzü görmemiş Bunca kadın ve adam Yine de derli toplu ölümler Sıradan ya da yoldan çıkanların Bam teline basan feryadı körüklü düşlerin. Yetilerinde nasıl ki nazar Aşkı nasıl ki ehemmiyetli bir çarmıha gerip Ve nasıl ki ahkâm kesip bunca Naşı yok sayan gözü boyalı mayın tarlası Erbabı yürekten, Aşkı közünden, Dünü bilinmezden çalıp çıkaran. Hoyrat rüzgârlarda aklandık madem, Neyin derdi bunca kin, sitem? Demekten gayri Ve düşmeden gözden ne yalan ne yaş Ne de sevdiceğim filan adam ve hanım Yine kozamda aşka gıybet yapanlara; Yine surumda ömrün nöbete durduğu Yine mimarı hüznün En olmadık acıyı da basıp birer ikişer Korların hicvinde Sandık sandık hezeyan; Gömülü ihanetlerin de düşerken diline Hece hece. Sandık sarmaladık; Gördük, kaçtık ve yuvarladık dünü de ömrü zaten Kıl payı kaçırdık mutluluğu Deme şansı bile mihrabın ayak izi; Dolaşıp da döndüğümüz yine mi kürkçü dükkânı? Karman çorman nice ferman Nicesi boyutsuzluğun esiri Nadir bir surede yüreğin her daim saklı huzuru Dönmeden gün geceye Görmeden kalp gözü acıyı ve elemi, Kaçmalı buralardan: Ha aşkın diğer ismi Ha Huda’nın bitimsiz gücü Ve güzden güze değil de Günden güne semirdikçe o ilahi ve başına buyruk sancı Elbet dönecek yüzümüz nurun telaşında Kaybolmayı marifet bildik madem Yeni güne de ömre de Eyvallah. Yine kazılı dilekler bir bir dilek ağacına Yüreğin çeperindeki o gölgeyi de savururken Gök kubbenin en tepesine. |
Nicesi boyutsuzluğun esiri
Nadir bir surede yüreğin her daim saklı huzuru
Dönmeden gün geceye
Görmeden kalp gözü acıyı ve elemi,
Kaçmalı buralardan:
Ha aşkın diğer ismi
Ha Huda’nın bitimsiz gücü
Ve güzden güze değil de
Günden güne semirdikçe o ilahi ve başına buyruk sancı
Elbet dönecek yüzümüz nurun telaşında
Kaybolmayı marifet bildik madem
Yeni güne de ömre de Eyvallah.
Yine kazılı dilekler bir bir dilek ağacına
Yüreğin çeperindeki o gölgeyi de savururken
Gök kubbenin en tepesine.
USTA YÜREĞİNE SAĞLIK GÖNLÜN DERT GÖRMESİN..