SENİN ADIN AŞK (AŞKIN SEN HALİ
SENİN ADIN AŞK(AŞKIN SEN HALİ )
Aşk Orta Doğu’da bir eylemdi önce, Bütün sınırları kıyımla örülü, Filistinli bir genç, Etopyali bir çocuk, Kerbela’da çatlayan bir dudak, Mülteci bir kadın, Muhacir bir genç kız, Ya da bir cumartesi annesi, Yüreğim yüreğine denk düşene dek. Meğer bunlar merhametmiş, Acıları ruhumda hissetmekmiş. Anladım ki aşk önce sen, sonra özlemekmiş. Bir gün bir ikindi vakti, Gözlerin zehrini damarlarıma akıttı. Pür-ü pak bakışların devrildi gözlerime, Kırk tas su niyetine yıllanmış hüzünleri yıkadı. Belki aşk Züleyha’nın saçlarında Yusufcuktu, Nazım’ın şiirlerinde Vera, Ahmet Arif’’te Leyla, Kafka’da Minela, Vamık ’ta Azra… Ama aşk bende yüreğimin kapısını isminle vurdu, Kaçmadım aşktan, Çünkü aşk ama gelse bile, Gideceği mekanı biliyordu. Kaçsaydım kim bilir kaç üşümüşlük ısmarlanırdı? Kaç pişmanlık koşa koşa gelirdi ardından? Vicdanım yüreğimin yüzüne bakmaya utanırdı. Oysa karşıladım kadim bir dost gibi, Uzun yollardan gelmişti, Ellerinde seni getirmişti, Tüm benliğimle selama durdum. Yorgundu yaralı ve utangaç, Uykulu bir ağızla, Öptüm suskunluğundan bir nimet gibi başıma koydum. Az gülümsemiş dünlerden, Belirsiz yarınlardan kurtarıp beni, İlmek ilmek nakşediyordu yüreğime siluetini. Ve kendini temize çekiyordu aşk, Sabrımı sınayarak. Bahar bir seferde açtı duvağını, Kalem kırdı bağlarını, Zaman aşka, şiire ve sana akıyordu, İsmin harf harf kelam olup dökülüyordu, Ben sustukca aşk gözlerini şah damarıma çiziyordu. Aşk belki martının denize duyduğu sevda, Bülbülün güle serenatı, Şairin maviye tutkusu, Yada aşk Mor menekşenin dağın zirvesine bakmak isterken kırdığı boynuydu. Ama bende sen ve gözlerin olmuştu. Uzaklardan kulaklarıma lir sesi geldikçe, Rüzgâr kokunu nefesime sürüyordu. Sen içimde büyüdükçe Aşk; Yaralı geçmişimden intikam alıyordu Ve sinsi rivayetleri tarihten siliyordu. Yüreğimin pası bir uçurumun ensesinden kendini boşluğa bırakırken Ben içimin neresinden susabilirdim ki? Sesim bütün dillerde ismini sayıklıyordu. Suskunluğum bile senli sesim olunca, Tarih sayfalarına ’’senin adın aşk’’ diye geçiyordu. Senin adın aşk... Nimet Öner Elif duruşlum kitabından!! |
Aşk;
Sonu görünmeyen ucu bucağı olmayan engin bir deniz sanki. Her coğrafyada zamanın acımasızlığı karşısında hesapsız kitapsız çıkarsız olan en insani duygu. Umudu yitirmemek. Ateşe dokunmak yanmak, yüreğin kan revan olması bazen.
Sevgi emek fedakarlık dostluk iyilik özlem, kendinden önce düşünmek karşındakini.
"Mecnun’a demişler, yahu bu kadar övdüğün
şu senin Leyla’nda pek güzel bir şey değilmiş.
Mecnun gülmüş, sen onu benim
gözümle bir görebilsen"
Sevmek aşk güzel-özel olduğu kadar ağırdır. Belki de bu yüzden kocaman bir yürek ister. Her yürek bu ağırlığı taşıyamaz.
”Sana en muhtaç olduğum şu anda gel. Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel.” dercesine derin büyük bir aşk sevdaydı yürekti 'Şiir'.
Böylesi bir sevgi karşısında ancak şapka çıkarılır.
Daim olsun sevdanız, yüreğiniz, kaleminiz.
Kutlarım sevgiyle.