Ey Güzel Ölüm
kedinin bilmediği benim onu düşündüğümü bilmemesi
aykırı tavırlarla göz göze geldiğimizde ve ikimiz de aynı istikamete döndüğümüzde hangimizin yalan söylediğini duyuracak bir makam yok olmamışlar arsında küçük serüvenler yaşanmış olabilir bir ses orada suyun başını arayıp dururken diğeri mavinin bu iki akıntı arasında niye aynı renge büründüğünü kendine anlatabilirse sonrası varmış yokmuş kime ne küçülmeye söz veriyorsan her bilinmeyen söze karşılık hayatından iki damla unutulmayı ve unutmayı talep ediyorum bir yanlışlık var demek için sığındığım dar ağacı bütün bilinmezlikleri anlamaya yetiyor ey güzel ölüm dudağını şakağıma daya ve söyle sevgi sonsuzluğun her şeyi bilen soytarısı mı yoksa yanılıp şarkılar söyleyen eski bahar akşamlarından bir karartıyı mı dileniyoruz varlığımızın sonsuz karmaşasından kalma. |