PORTRELER SONBAHAR VE ÇIPLAK ADAMLAR TUVALİNDE NAMIK İSMAİL
PORTRELER SONBAHAR VE ÇIPLAK ADAMLAR TUVALİNDE
NAMIK İSMAİL nilüfer çiçeklerini çiz sular üstüne kıyılardaki kavakları ot yığınlarından çık artık yüreğim mevsimler güneşini kaybetti değiştim bende yıllarla birlikte istediğim ayışığıydı gökkuşağıydı bir anlık izlenimdi koynumda sakladığım resim renklerin sihirli tonlarında sonbahar kırık bir sonedir aşk dudağının özerk cumhuriyetinde figürler ve robotlarla dolu şehir kökten değişimler ister aşk durağan tarih kitaplarını kaldırdım raflara doğada sıçrama yoktur diyen aristoya uğramadım uzun zamandır bir suluboya resmine kattım seni gelincik şafaklara çıplak adamlar tuvaline kattım seni çıplak adam tuvaline çiziyordu güneşin pırıltılarını sonbaharın sararan çizgilerini ince samur fırçalarla tuvalime yansıyan eski bir istanbul masalıydın sen dünyanın geometrik düzeninde sürreal bir yangın yetmez katedrallerde gün ağarırken bu gün ışığı bize emirgan lalelerine koş yüreğim çıplak adamlar tuvaline sıcak sarı sonbahar aşkın lirik fırça vuruşlarında sararan kavaklar kadın ağaç ve deniz ne güzel çiçekler ve güneşler içinde kalbin mor ışıklara boğulan bu deniz biz her mevsim renk oyunlarına dalardık ışığın manifestosunu okurdu yar boğaziçine gölgelerden çıkar empersyonist bir tabloya sığınırdık uyumlu mavilerin yeşillerin sarıların olsun derdin şehrin girift dokusunda öğle ışıklarında yitirdik gökteki kuşaklarımızı portrelerin çıplaklığında ne sen Namık İsmailsin ne de ben mehtapta istanbul renklerin armonisinden gittin öylece sokak resimlerinde mehtap siyahlı kadın ÖMRİYE KARATAŞ 26.10.2017 |