1
Yorum
6
Beğeni
4,3
Puan
1001
Okunma
gök firuze renginde
ıtır kokuları ellerin
gül endamlı yar
kirpiklerinin oklarını fırlatma kalbime
nergis gözlerinde yanıp tutuşan pervaneyim
gece ağırbaşlı peçesini kaldırdı
gülüşünün ayışığında amber kokuları
sırtımda zırhım başımda miğferim
çıktım sarayların taraçalarından
el etek öpmüşlüğü yoktur giydiğim firuze renkli yeryüzünün
ah firuze ben bu bahçeyi senden geri istemedim
meyveler ve çiçekler sunuyorsun tuhaf zamanların rastlaşmalarına
su içtiğim pınarlarda yıkadım ipekten harmaniyemi
elmas yüzüklerimi çıkardım bir sonbahar
çiçekler diktim aykırı baharların toprağına
dehlizlerden sesin geliyor cevahir sesin
belini kaşmir bir kuşakla sardım
kırmızı papuçlar aldım sana
alaaddinin sihirli lambasından genç küheylanlar çıkardım
binip gelesin diye susuz okşayışların çöllerine
çiçekler giyinmiş bak mevsim
haram ağaları katlimize vermiş ferman
magribli yüreğim kanıyor el hamrada
kum fallarında gözyaşı
ah firuze
göklerdeki yüzüğün sahibi
nakkare sesleri yükseliyor küllerimden
rakkaseler hüznün urbalarını çoktan çıkardılar
müneccim parçaladı yıldız falını
belinde ayrılıkların ince kaşmiri
göçmen kanadında bir kara dehliz
ah firuze neden bu kadar geç kaldın
Ömriye KARATAŞ
25.10.2017
5.0
75% (3)
2.0
25% (1)