FİRUZE
gök firuze renginde
ıtır kokuları ellerin gül endamlı yar kirpiklerinin oklarını fırlatma kalbime nergis gözlerinde yanıp tutuşan pervaneyim gece ağırbaşlı peçesini kaldırdı gülüşünün ayışığında amber kokuları sırtımda zırhım başımda miğferim çıktım sarayların taraçalarından el etek öpmüşlüğü yoktur giydiğim firuze renkli yeryüzünün ah firuze ben bu bahçeyi senden geri istemedim meyveler ve çiçekler sunuyorsun tuhaf zamanların rastlaşmalarına su içtiğim pınarlarda yıkadım ipekten harmaniyemi elmas yüzüklerimi çıkardım bir sonbahar çiçekler diktim aykırı baharların toprağına dehlizlerden sesin geliyor cevahir sesin belini kaşmir bir kuşakla sardım kırmızı papuçlar aldım sana alaaddinin sihirli lambasından genç küheylanlar çıkardım binip gelesin diye susuz okşayışların çöllerine çiçekler giyinmiş bak mevsim haram ağaları katlimize vermiş ferman magribli yüreğim kanıyor el hamrada kum fallarında gözyaşı ah firuze göklerdeki yüzüğün sahibi nakkare sesleri yükseliyor küllerimden rakkaseler hüznün urbalarını çoktan çıkardılar müneccim parçaladı yıldız falını belinde ayrılıkların ince kaşmiri göçmen kanadında bir kara dehliz ah firuze neden bu kadar geç kaldın Ömriye KARATAŞ 25.10.2017 |
Tebrik ediyorum candan şiir yüreğinizi şairem...
Kucak dolusu sevgiler olsun şiir yüreğinize...