Aşk Ve Yaşamakta Yasaksen yağmurlardan sonra gelensin tomurcuğa çiçek açtıran baharın, yazın ateşin, suyun kuruyan dalın solan yaprağın sen dünyanın en güzel açan şiirisin bir yürekten dünyaya açılan bir pencere gibisin limana demirlemiş bir gemi güvertesi gün batımı kurşun sesli kuşlar geçmekte dimdik ayakta duran bir dalga kıyıdan kumsala doğru vurmakta kendi dilinden bir şarkı çalmakta deniz martının kanatlarına sokulmuş bir rüzgar susmakta oysa martının attığı çığlıkla gökyüzü alev alev yanmaktaydı seni mutluluk yoksunu canımla sarıp bir güzel ıslatıyorum acılarımı dibinde sallanacağım bir atlı karıncaya çocuk gözlerimle bakıyorum yasaklanmış bir mevsim kadar terk edilmiş bir kentte annemin ördüğü atkıyla sarılıyorum annem hava soğursa ördüğüm atkıyı tak boynuna derdi oysa benim mevsimim hep kıştı hep yağmurlu bir gökyüzüm vardı sen yorgun düşmüş bir güneşle hiç doğmak bilmeyen bir gün kadar uzaksın bana parlayan yıldız semadan sarkan gün ışığı yokluğunda yanan yüreğim ben nasılda kaybettim bu savaşı hiç umudum da kalmadı diyor iç sesim ben kalbimin seyrinde sırtıma bulanmış ihanetler de yaşıyorum seni çünkü sen istemeden yüreğime dokundun bende isteyerek yüreğine sarıldım her şeyi unutup bir kenara atmaktan yoruldum selamsız sabahsız geçmekten görmezden gelmekten adını, sesini, gözlerini hüznünü, acını, göz yaşını mutluluğunu ve yüreğini ben yasak bir coğrafyada doğdum bana yasaklanan tek dil değildi aşk ve yaşamakta yasaktı bana ibrahim dalkılıç 23.10.2017 21.55 izmir |