Çöküntü:
Çöküntü!!
Yürekte çöreklenen insafsız acıların Günyüzüne kavuşur seninleyken geceler O kalabalık kentlerde yoksul köy yerlerinde Bitip tükenmeyen zorluklarla yaşarsın Açlığa karşı koyar küçücük tarlasından Besler çoluk çocuğu topladığı hasattan Bakar durur göklere uykusuz gecelerde Büyüdügü evinin penceresinde yıldız Varlığını yoğunu unutuverir bazen Hayalerde dolaşır ilk gençlik yıllarının Unutulup kalmıştır çoğu ıssız köşede Açgözlülüğü sarar acıma duygusunun Bakarken uzun uzun çift hörgüçlü dağlara Yıkık dökük evlerde köy yerindeki yoksul! II Bir yumruk gibi duran harabeler tepesi Işıklarını süzer köylerde ve kentlerde Tiyatrolar yıkılmış tıpkı boş saray gibi Şimşek çakar dehşetten kasvetli meşâleler Yıkılmış tapınaklar ölüm saçan lavlardan Kervanlar gelir geçer bir ege efsanesi Etrafları boyanır kızıla çeperevre Yarasanın yasanın koyduğu krallığı Vurur ayın ışığı dimdik duran yolcuya Kusursuz hayalerin parıldatır yüzünü Kumlu patikaladan arar bulur yolunu Kaçamaz yazgısının bilgisiz ışığından Ve habersizdir doğa insanın varlığından Yıkamaz tabusunu çağdaki karanlığın… III Boyun eğecek sana bu ölümsüz topraklar Eskil çağlardan beri öylesine diridir Üzerinde yaşarsın ve yine de ölümsüz Yeraltında ateşin acımasız gününe Serecektir yerlere aç gözlü örtüsünü Eğeceksin başını dallarının üstüne Çılgınca bir gururla direneceksin ilkin Becerinden ötürü gücüne güç katacak Eğdirecek başını kokladığın çiçekler Yürünmüyor duruyor öylesine uzun yol Krallıklar çöküyor çöküyor tüm toplumlar Diller gelip geçiyor bu çorak topraklarda Ve yine de ölümsüz olmakla övünen insan Eğecektir ölümün diz çökerek önünde… Nurten Ak Aygen 09/10/2016 |
Yüreginize sağlık