2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1111
Okunma
mağlup ordular gibi dönüyorum sana
ürkek umutlar taşır çantamdaki kadın
dünya yitirdi masumiyetini
nereye baksan kan savaş zulüm
ulu çınarların gövdesinde kanlı güvercin
kanadında kurşuni suların bulanıklığı
yasemin kokan bahçeleri düşlemiştik oysa
köşe başını tutan sokak çalgıcılarını
anısı hala içimde bırakıp gittiğin hançerin
gün boyu dev mağazalara girip çıkıyoruz
gece trenlerine usanmadan yetişiyoruz
metropoldeymişiz meğer
bağ kütükleri gibi çürümüş gövdemiz bilmemişiz
oysa yosun kokan yollardaydık
eski rum evleri yıkık taş duvar
tenha istasyonların sabırlı yolcularıydık
koflaşan iğreti dünyanın matlığına inat
çıkıyorduk hayatın karşısına incecik kırılgan çocuklar gibi
içimdeki trenler sustu yorgo
dudağında tuz ve yosun kokusu
şehrin sur kapıları kapandı
şimdi kuytu bir köşede oturmalı
mağlup ordular gibiyiz nicedir
yorgun ve yaralı
zaman çürüttü ütopyalarımızı
ahşap konakların yerinde localı apartmanlar
pera sokaklarında keman ezgili sonatları unut
içimizde geç kalınmış akasya baharlarını unut
mor salkımlı çardaklarda akşam sefaları anılar gergefine işlenmiş
en çok sevgileri sulamayı unuttun çiçekler boynunu büktü sevgili
zaman çürüttü ütopyalarımızı
ılık bir eylül sabahında
mağlup ordular gibi dönüyorum sana
gemileri sessizce selamla yüreğim
Ömriye KARATAŞ
13.09.2017
ı
5.0
100% (3)