GİTTİĞİN GÜNÜN SABAHI
Zaman şimdi esiri yokluğunun,
Saat kaç olsa, hep seni geçiyor. Sol kaburgamın altında bir yer acıyor. Eleği asılmış çoktan elenmiş unun. Artık kuşlar da uzaklara göçüyor. Gittiğin günün sabahı kokuyor üstüm, Vakit belki de ondan geç. İnsan kendine küser mi hiç? -Ben küstüm. Nasıl bir efkâr ki; en alâsı. Ne yana dönsem sızı gibi vurur. Rüzgâr esince mağrur mağrur, Gelir insanın boş sokaklarda kaybolası. Ta ki yalnızlık heykel gibi karşımızda durur. Yüzümü çamaşır iplerine astım. Gecenin yarısıdır, saat üç. İnsan bağıra çağıra susar mı hiç? -Ben sustum! Kaç asır olmuştur kimbilir, Devirdik kaç ayı, kaç yılı? Gözlerinin içini öpmeyeli. Kaç kum saati dolmuştur kimbilir, Kapının önünden geçmeyeli? Başında kavak yelleri gibi estim. Çünkü başka türlüsü güç. İnsan aşktan ümidini keser mi hiç? -Ben kestim! |
Kutlarım…
Beğendim...
.......................................... Saygı ve Selamlar..