GÜN GÜNCESİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın En güzel ben yenilirim.
Dosta, düşmana, aşka. Hava biraz puslu, yağmur yağıyor üstelik. Dişimde azılı bir sızı, benzim sararmış. Yağmur şiddetleniyor, sanki gökyüzü delik. Zaman nasıl da geçiyor, ortalık kararmış. Anılar seni anlatır çocukluk sesiyle. Ben hâlâ bekliyorum dönersin ümidiyle. Bak her şey yerli yerinde, bıraktığın gibi. Saatin kurulu, takvimin masada, morun mor. Duvardaki gaz lâmbası ilk yaktığın gibi. Taştan oyduğun bardak sapasağlam duruyor. Yanağımda öpücüğün, omzumda elin var. Zihnimde bile gidecekmiş gibi halin var. En sevdiğin şarkıyı açtım eski radyoda, Ezgiler dile gelmiş, nağmeler seni söyler. Gelecekmişsin gibi apaydınlık her oda. Seni bekliyor hep oturduğun süslü minder. Ne var yırtık da olsa bir resmini göndersen. Bir kül bakışına ölürüm, eğer öl dersen. Elimde bir divit kalem, misaller yazarım. Kâğıt boynunu büker, mürekkep kusar renk renk. Kem miydi gözlerim, seni mi buldu nazarım? Gel, gel de bitsin içimdeki bu amansız cenk. Sabrım tutuşturulmuş mum gibi tükeniyor. Azabım biraz daha ümidimi yeniyor. Dışarda delice esen rüzgâr, aklımda sen. Bir fırtına koparmaya nefesin yetecek. Geceleyin, birdenbire rüyama girersen; Bu özlemim bıçak vurulmuş gibi bitecek. Belki kavuşuruz, son bulur bu garip acı. Belki seversin, devrilir yalnızlığın tacı. |