ABDAL HAVASI
ABDAL HAVASI
Düğünde iki abdal, Konuştururlar, Sazı, kemanı, darbukayı… Türlü türlü makamlardan çalarlar, Oyun havası, hoyrat, bozlak… Eskiden atarlardı bir iki kadeh, Başka türlü dokunurlardı, Sazın sarı tellerine. Onları da vurmuş olmalı, Muhafazakarlık denen şu hastalık. İnce belli, balık etli, Sarışın, esmer dilberler, Orta alanda kıvırtırlar, Geçmişler kendilerinden! Her yerleri oynaşta! Yürekleri hoplatırlar! Biraz çakırkeyf olmak vardı şimdi! Çalgısı, müziği, Göbek dansı, halayı, horonu, Bir başka keyif verirdi. Ama yok artık düğünlerde Ne içki, ne mey... Yasaklara maruz kalmış. Katılsam mı bu eğlenceye? Yapamam ki, Belki yaşlılıktan, Belki de ağır adam görüntümdendir. Nedir beni engelleyen? Sebebini bilmem ne fark eder ki! Oturur vaziyetteyim sonuçta, Ruh gibi! Seyirdeyim sadece. Ömer Adar-2017 |
Gönül dostu; Yüreğinize sağlık.Yazan kaleminiz şakısın…
Kutlarım...
............................................Selam ve saygılarımla.