Gecenin koynunda saklanan ellerim Nasıl da hasretim yemyeşil vadilere Mavi göklere siyah boyalı geceden Çıkıp gelsen akıl uçurumundan Toplasan çiçekleri dökülen yapraklardan
Ummanda gölgelerim bıçak sırtında düşler Yalınız bir ırmak akar gecenin düşlerinden Fikirden fikirlere ölüm saplanmış vatan! İlkbahardan dargın sonbahar ve ilk yaz Kurtaramazsın kudurmuş dalgalardan Kırılır dökülürsün incinirsin her mevsim
Şu koca evreni karıştırırım el yordmıyla Düşünürüm Uzak iklimler düşüyor ellerimize Kış rüzğarlarında Hayal çiçekleri tomurcuklanır geceleri Gün doğar yürür sürgün açar maviliklerde Duyuyor musun kuş seslerini Bir hayal denizine döküyorum içimi
Herkes her şey onun için bir şeyler söylüyor seferber Mavi sihirli gün ışığı Mavi yasakların üstüne dikilen yerde perde gün bir gül bahçesi mi Karın tokluğuna çalışmanın sevinci mi olur Kim bilir Şafak açmayan hiç bir yerde Sonbahar yüz/leri güler mi hiç söyle Bunca kıyıma hazırlanırken ağaçlar Yapraklar sararıp soluyor kızıllığın demin/de Ağlama; Ağlamak için gözlerden yaş akmasın istersen de ağla doya doya Ağlamak içini boşaltmaktır belki de bir yerde kuytu bir köşede
Sığdırabilmek isiyorum kafamın içine henüz yazılmamış bir mavinin kitabını kalın cildininin Be fıkrasınca nedendir bir günlük yada üç günlüktür kelebeğin ömrü
Bütün çizgilerin geçtiği bir çemberde birleşir mavi gök mavi deniz Düştü mü bir kere o kızıl gölge Yanar anadolu ateşi gibi köz düşer bağırlara Ümmühan’a göre sevda bir çift naylon ayakkabı, birde al yazma!
Tükendikçe sevinçlerimiz … çoğalıyoruz Hücrelere bölünüyoruz … Suçumuz sevmeyi bilemeyişimizdendir bizim Eksik yanımız tarafımız bir tarafımızdan yoksun!
Kuru
Bir
Anız tarlası
Basıp üstüne ayaklarımızı kanattığımız
Bakma!
Saçlarının özgür göründüğüne rüzğarlardan uçuşurken Yollarda kalmış bir vagondur bizim sevdamız üzgün
Bakma!
Bir ceviz kabuğunun içinde saklı belki de yaşadıklarımız Ben özgürüm dediğin anda başlayan tutsaklığınız
Önce bir çınarın gölgesinde başlıyor hayat. +. baba Sonra bir ağaca sevdalanıyorsuz + sevgili koca Sonra da bir fidana tapıyorsunuz. + evlat oğul veya kız çocuğu
Onun içindir ki bütün kadınlarımız Kendi başına bir çorap örer haroşadan kazaklar bir ters bir yüz Dantel oyalar bembeyaz zincirler çeker kederlerini oyalar oyalar Çiftter çiftter beşer beşer onar onar Karyola takımına yastık kenarına çarşafına pikeye Havlusunun kenarına berjerin üstüne oda takımına İğneyle kuyu kazar bilmez kuyunun derinliğine
İlmek ilmek halı dokur tarak tarak kilim İlmeklerle asar kendini bir çiçekte bir böcekte bir kuşta uçar dağlarda Bağlarda bahçelerde duvarda asılı bir halıda yerde serilen yaygıda uçurduğu kuştur mavi yüreğinde Özgürlüğümüz bu kadar budur bizim seve seve tutsaklığımız Hor yaşamaktır mavinin tohumdan kök salmış yanı: Dudak kıvrımlarında yarım kalan ölü bir cenin kürtaj sofrasında Anneliğini yitiren kadınlarımız İçi oyulmuş bağ bozumunda can çekişir bizim umudun dalgalarında
Bir gülümseme düşse yüzümüze Kar yağar üşür ellerimiz Buz tutar yüreğimiz elbirliğiyle Köşeye kıstırıldığımız gün gibi ortada Kader addeğimiz acı son yazgı; Dişimizi sökseler gıkımız çıkmaz Geceyi karıştırıyorum ellerimle Her kadına başka bir gökyüzü Her kadına bir yıldızdır armağanı hayatın Göçüp giderken o bilinmez ıssızlığa hadi ağla;
Ağla süt annem ağla çile kuşları oturuyor Vakit sonbahar sararan yaprakların arasında Öksüz yetim kimsesiz kimli ve kimliksiz Ve birde özgür kuşların siyah çelenkleri asılı baş örtüsünde Ayaklarına diken batmayan Gelecekten umudunu kaybetmeyen düşlerimiz vardır bizim Kaneviçe işli işli yastıklarımızın altında saklı Uyuyan hiç uyanmayan Bir de bir de sevdalarımız var yalınayak çırılçıplak Sahibi biz olmayan Tomurcuk çiçekleri severiz solan çiçeklerin arasından Düşen yapraklar tohumlar toprakta çürür Ya da yeniden yüzünü gösterir suyu görünce Maviye doğru ezik çiçekler açar Ve… her kadına bir başka gökyüzü Her kadına bir yıldız armağan kayıp giderken göçerken Birde andız çiçeği yüzü maviye bakan!
Sarı andız çiçekleri papatya yüzlü nazlı En güzel onlar bakar ışığa yakın! Mavi bakar gökkubbeye sarp kayalıklardan…
Hoşçakal dertlerim… ülkemin kadınları… ve adamları ve çocukları… Yardımlaşın! Paylaşın hayatı! Kadınlar köleniz değil! Kadınlar önce anneniz, sonra yariniz, daha sonra da çocuklarınızdır. Bilipte görmezden geldiğiniz…
Sarı andız çiçekleri… En güzel siz ağlarsınız, akmasa bile yaş gözlerinizden Irmaklar akar yüreğinizden… a n b e a n!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sarı andız çiçekleri şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sarı andız çiçekleri şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tükendikçe sevinçlerimiz … çoğalıyoruz Hücrelere bölünüyoruz … Suçumuz sevmeyi bilemeyişimizdendir bizim Eksik yanımız tarafımız bir tarafımızdan yoksun! ...çok çok güzel bir eser döktürdünüz yüreğinizin safir ırmaklarından sevgili dost..sevgilerimle..
Öncelikle bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım. Şiir akıcıydı,ahenkliydi,pürüzsüz ve duru bir anlatımdı. Tadında,su gibi ,ekmek gibi bir şiir okumamıza vesile oldunuz. Gönlünüze sağlık.Saygılarımla
Gönül gözüyle çok Beğendim…
kutlarım…
………………………………….. Saygı ve Selamlar.