Ölüm Ağrısı
dalgaları yakalamaya gidiyordum
gecenin karanlığın da iki çocuk yalpalayan kayıkların suya dokunuşunu kıskanıp ayaklarına değen kuma veda ettiler oturup ağlamayı biliyordu ağaç altında uykusuna yenik düşüp yıldızların sabaha dek kabus içinde ölümlerden ölüm beğenen şakacı ruhum gözlerini açtığında artık her şey geçti diyebiliyordu tedirgin saatler dudaklarımdan uzanıp göğe rahat etmek istedikçe yeni yollar buluyor lakin bu çaresizlik nöbetinde aklımı tırmalayan mavilikler çocuklarla taşlar arasında köpüklü bulutlar ve gülüşüyle karşılayan sabah rüzgarları döndürüyordu bizi yeniden yorgun hayata boynumu öptü ölüm ağrısı vazgeçmek değil elini hatırladıkça böyle anımsa mutluluk hızıyla küçülen sevgime kulak ver göz göze dağlarımızda korku denizlerimizde kaygı sesini öptüğüm bu inciten sonsuz güzelliği bana geri ver. |