AYVALIK KOYLARINDA KİMSESİZ SÖYLENEN BALADLAR
AYVALIK KOYLARINDA KİMSESİZ SÖYLENEN BALADLAR
ırmaklar ilk hızını almış zamandan latin şapkalı adam baladlar söylüyor uzun yük gemilerine ne uzun bekledim seni rüzgarlar kenti kidonya bu lirik susku dolu limanlarda ılık bir yaz akşamı ayvalıktayım işte açalım yelkenimizi çivit mavisi kıyılara taş evler sabunhaneler yel değirmenleri kavun rengi gömleğinde eski yağmur ların izi göç güncesinde laterna sesi bembeyaz gemiler rıhtımda hiç konuşmayan ortunç koyunda kırmızı mercan ay ışığı ve sen şeytan sofrasında günün son ışıkları ayvalık sokaklarında levanten bir hüzünle yabancı gibi yaşadım seni ida dağında zeus troyayı seyrediyor patriçada gün renklerin dansıyla sona eriyor mor, mavi, turuncu, pembe zeytin ağaçları altında bin yıllık umut barış yağmurlu peronlarda kaybolan sevgilim maviden mora çalan hoyrat bir ayvalık akşamındayım zeytin ağaçları altında gel barışalım uzun eteklerini salındı yaz dilek ağaçlarına adanan neydi sevgili biraz papalina biraz sakızlı dondurma taş kahvede bekleyiş miydi aşk cunda kedileri değirmenli kitaplıkta cemal süreya okumuştuk sevgili ile baladlar söylüyor latin şapkalı adam biten bir aşka seyir defterimde lirik bir senfoni ayvalık sokaklarına bıraktım pas rengi tutkularımı ayazma kilisesinden çanlar çalıp duruyor işte biten bir aşkın yortusunu söylüyor leka manastırı seni tenha yel değirmenleri önünde beklediğimi kimseler bilmiyor göç yollarında vuruluyor kanatlarım rüzgarın kenti kidonya istersen hiç bağışlama beni yakamıza fuşya renkli ayrılıklar takıp ayrılıyoruz ortunç koyundan seni tenha yel değirmenleri önünde beklediğimi kimseler bilmiyor Ömriye KARATAŞ 09.07.2017 |