Sükûtu ikrarsükûtu toplarken gümüşi riyaların sessizliğimiz ölüme ayar mutlu zamanların eli iş tutan çocuklarıydık eğilip geçti üzerimizden çınarların gölgesi çok beklemedi büyümek kaldırıp kaldırdıp kanattığımız yaranın vebalini taşırken suskunluğumuz inceldikçe inceldi boynumuz gülüşümüz kadar güzel olacaktı öpüşmelerimiz gövdesinden aşılanmış fideler gibi içimizde tuttuk gönül sarhoşluğunu ihanetti diğer adın gördüm intikama düşmeden önce masumdu kırılmalarım senden evvel küçüktü dünya ayaklarımın altında yedi iklim estim gemileri içine alan anafor gibi yüzdüm okyanusta saçlarımda kayan yıldızlara kadar uzadı ellerim salınıp dururken kirpiklerimde uyku yağmur damlası taşırdı gözbebeklerim ah haylaz yüreğim düşerken oyun bahçesine sevmelerin uzanma kıyılarıma buzdan ellerin yıkıldı ütopyam kül yüzlü kadınların yangın doğuran gözlerinden ateşe düştüm! sude nur haylazca |
Benim gibisine de günaydın mı demeli acaba?
Böyle ışıl ışıl bir kalemi tebrik etmekte bu denli geç mi kalır insan?
Tebrik ederim
Nicelerine dilerim ki
Saygı ve selamlarımla hanımefendi...