Bir cenksiz meydane kalır, gülüşünden arda.
İzin gül kokusu bırakır, bastığın karda.
Matemin sevdaya çaldığı o son baharda,
Kalbime bir güneş gibi doğarsın, efendim.

Kudüs kadar eskimiş, tarih kadar ezelden.
Bir güzelliğin var; güzeldir bile güzelden.
Fermanım kesilmez ise sana en tez elden,
Saçlarım tel tel beyaza ağarsın, efendim.

Ödemek için aşk namına bütün harcımı,
Dikiyorum en tepeye sevdalık burcumu.
Kabul etmezsin de sana gönül orucumu,
Gider bir ahdsız vefaya sığarsın, efendim.

Hasta bir adamdan fazlaca değil ahvalim.
Şifamı sende unutmuşum, eyvahtır halim.
Çöle dönse iklimim, kupkuru olsa dalım,
Başıma yağmurlar gibi yağarsın, efendim.

Tükenmez kalemle yazılmış suya yazımız.
En hoyrat dalgayla silinir mi ki izimiz?
Aklına gelince eski tarihli mazimiz,
Geceden damla damla gam sağarsın, efendim.

Tadın gül tadıdır, başka tadların yanında.
Sesin bayram havasıdır yadların yanında.
Duyarsam adını başka adların yanında,
Beni hüzne ve kedere boğarsın, efendim.

Beni hüzne ve kedere boğarsın, efendim.