Sekiz yaşındayım/Sıvas’tayım
Su kıyısındayım
Sızlamadık bir tarafım yok.
Sıkılgan günler biriktiriyorum avuçlarımda
Sıkı sıkıya kenetliyorum dişlerimi
Sonra;
Suç mahallinin burası değil kalbimiz olduģunu öğreniyorum
Susuyorum
Sabrediyorum
Sorun sekiz yaşında olmam
S’lerin içimde kıvrılması
Spiral bir hal almam.
Sahiplenilmiş olgunluğun erken baş göstermesi
Sana, ona buna anlatacağım şeylerin kabul görmemesi
Sus/sus/denilirken
Suratının ortasına düşen başka yüzlerin öfke alâmeti.


Sekiz yaşındayım /Sıvasta’yım
Su kıyısındayım
Serseriyim abi, o günden belli
Sırıtıyorum içimden büyük adamlara
Savsata konuşmaları kalbimi gıdıklıyor.
Saat beşte buluşalım demişti de Olgun abi
Siktiret dediğini hatırlıyorum Sevim ablanın
Siktiret ne demek baba?
Sıkılan kolumdan anlıyorum
Sorulmaması gerektiģini.
Sapiens atalarım duysa onlarda seni sıkardı elbet
"Susturmayın çocukları bırakın büyüsünler
Solmasın beynin içindeki hücre çekirdekleri."
STOP!


Sekiz yaşındayım
Sonsuz büyümekteyim
"Silenlerin korkak yazanların cesur olduģunu bilmekteyim."
Sonumun başını görüyor küçük adımlarım
Sırat burası diyorum...
Sırıtıyor yine içimdeki ufaklık. Hatırla diyor :
Saat beşte buluşamadı Olgun abi
Söylediği küfürle ağzını sildi Sevim abla
Sıkılan kolum acıyor.bak yıllar sonra. Hepsi bir yana;
Sunturlu günlerden geçiyorum
Susturuyorum dilimin en keskin yanını
Sustalı bir bıçağın ağzında.


Rüzgâr //