Tekrar
Yorgun bir hikâyeden dönüyorum İsmail
etek ucumda yalandan püsküller ve mağlubiyeti çehremin ve gül gül dökülüşü yerlere entarimin. ~~ İsmail~~ gece mi insanı sömürür, kan mı, yara mı ? bilemedim. Hangi dili öğreniyordum sahi dilinin üstündeki hangi tozdan geçiyordum yüzümü çatlatırken sesinin aynasında hangi duvarın dibine döktüm ömrümün sıvasını görmedim. Eski duvarlar dedim sevdiģim tiz bir kapı gıcırtısı yere düştü boynumdan çaldığın öpücük ve ömrüme gerdanlık diye taktığın bu sus payını düşürüyorum artık. Bir başın dönmesiydim oysa bir yolun telâşı bir sorunun cevap anahtarı. Ama üzgünüm bak! biliyor musun hem de nasıl ? kapı önünde duran yas ayakkabısı gibi bir teki bir diğerinden çok daha acıklı. Şimdi nışan alabilirsin artık İsmail! elbet yerleşir iki kaşımın arasına dom dom kurşunu. |
Mubarek Ramazanınız Bereketli olsun…
Kutlarım…
.................................. Saygı ve Selamlar..