SONSUZLUĞA DAİRAnladım ki bundan önce yaşadıklarım, Bir şölen dağınıklığı... Huzursuz çocukların mahalle kavgası, Kaybetme korkusunun verdiği, Acımasız sahip olma hırsı. Sonra okşayıp başını karşıma aldım acıyı, Yeminleri bir çöp tarlasında uykuya dalmış, Hasat mevsimini beklerken düşündüm. Kızdım kötü niyetlerimin vahşiliğine, Ama ya kendimin hürmetten,erdemden, Tüm iyilik isimli çiçeklerden mahrum kalışına, Bir anlam veremedim;diye hayıflanırken, Bana eski çağlarda işlediğim günahlarım gösterildi... Ta ki o zamanlarda çiğnediğim yaban gülü Hala kırık gövdesiyle yüzüme lanet okurcasına bakıyordu. Ve tedirgindi beni anımsayan mevsimler Yeniden yaşlanmıştım şimdi. Ve zaman üzerime yüklediği tüm çirkef suretleri, Giydiriyordu bedenime bir bir... En cürümlü günahkar, En asil yalancı, Ve en zengin küfürbazım şimdi. Dilim konuşmuyordu benimle, Ve en sonunda ölüm meleğiyle bir yolculuk sunulmuştu ruhuma, Yükselen bir bulutun peşinden, Beni bedenim içinde terkedecekti. Sırtımda bir milyon dünya taşıyordum Ve ruhumda bir milyon cehennem azabı. Ağlamaklı baktı yüzüme... Elvedanın sessizliğiydi bu...Anladım... Ruhuma acınası bir huzurla el salladım. Hiç olmazsa onu kurtarmalıydım, İki dünyada yanmaktan... |