ŞEMSİYESİ OLMAYAN ADAM...
Beni tanırsınız
Ansızın yağmur bastırdığında Sokak ortasında öylece duran Şemsiyesi olmayan adamım ben Kalabalık bir barda Yolunu kaybetmiş Üç sandalye bir masa yalnızlığında Hangi ıstırabın boşluğuna daldığı belli olmayan Tenhada oturan yabancıydım Masama yanaşan facirelerin Bir içki içermiyiz bakışında Sırtını dönüp de Gölgesine kahkaha atıp evin yolunu tutan tuhaftım Beni tanırsınız Kalabalık parkların Boş bank yalnızlığında Yaşlı bir çınarın altında Kendi kendine konuşan Paranoid şizofrendim Ruhuna kulak verip Sessizliğe gömülen Beni tanırsınız Ruhumdan Kıvrılan bir daire üzerinde Özlediği vatanın ıstırabını Telkin halinde zihnime En acı üslubuyla Rüyalarda yokladığı Hayallerde aradığı Hasretlerde yaşadığı hayat sefil pohpohlama edebiyatçısı gözümüze iliştirebildiği kadar düş kurma kabiliyetinden uzak zaman güneşin doğuşuyla batışı arasında çıkarını düşünen sinsi tüccar dünya lekesiz ciğerlerimizi kirletirdi her nefesimizde... ve nefsim ruhumun üzerine abanmış bir akrep gibi ezmekte Çığlıklarım duyulduğunda Beni tanırsınız Her yağmur yağdığında Sokaklarda tek başına Şemsiyesiz dolaşan adamım ben... |
tuhaf ve hoş