Kırgın Haziran
Yoksun!
Bir türkü gezinir dudağımın kıyısında, Eşkali tanış değil, Yüzü yara Yüzü acılara dönük Yüzü ayrılıklara… Isırsam, kanayacak biliyorum, Fırlatıp atsam çok kırılacak Sussam, Razı gelsem, benim canım yanacak Biliyorum…. Yoksun! Kurşuna vebal her bakışım, Canından bezgin, Tetiğin boynunda ve namlunun ucunda Sıkılsam kaç aşk ölür, Kaç şiir yetim kalır, kim bilir! Yoksun! Yüzüm düşüyor kapı önlerine, Süpürüp atıyorlar, elinden tutup kaldırmak yerine Yüzüm ki aşk, Yüzüm ki yüzün…. Tüm hüzünler aftan salıverildi Görsen, öyle serseriler, öyle başı boş Kazara hangisinin elini sıksam, geçmiş olsun desem, Bir ahbaplık başlasa aramızda kazara, inan halim perişan Ruhuma geçecekler, Kalacaklar, Gitmeyecekler biliyorum…. Yoksun! Bütün yolların gözleri mahmur, Hepsi gelişini, Gülüşünü beklemekten yorgunlar, Bilirsin, beklemek ölmekle aynı ahvaldir, Bütün yasaları bir bir ihlaldir Uykusuz bütün kaldırım taşları, Sokak lambalarında fer kalmadı Yarasalar toplu intiharlarla can veriyor Bütün bunlara sebep beni gösteriyorlar, Seni sevmekten failim sevgili, Biliyorlar! Yoksun! Hangi öksüz çiçeğin saçını koklasam, ellerin Hangi denize dalsa gözlerim, gözlerin Bütün kuşların ağzında senin sesin, Çocukların yanaklarında gül gül, Al al gülüşün…. Yoksun! Hangi yaranın kabuğunu kaldırsam altında bir gidişin Ahh yoksun, Suyun bile kanı ısınmıyor güneşe Karıncalar tembel, Gülüşümü yoluyorum yüzümden Her yan harap, Her yan viran, Görsen nasıl solgun, kırgın Haziran…. S.U. Serkan Uçar 03.06.2017 |
Süpürüp atıyorlar, elinden tutup kaldırmak yerine