yattığım yerin bilincini toparlayıp giden seyyahın ilmini döktüm üstüne Süleyman
bügün bir dakikanın kaç adım ettiğini öğrendim Süleyman gece süzülürken sokaklarından şehirlerin benden başka şehrin hiç bir kulu yoktu bakışlarını görebiliyorum Tanrı’dan kopup şehirlere tapınmayı seçtiklerinden beri onlar şehirlerin kullarıydı
o uzun ve kimsesiz caddenin dilini açabilseydi pabuçlarım kalabalıkların topuklarını anlatabilirdi belki bana
bugün kaldırımların gözlerini gördüm Süleyman kalabalığın kirlettiği kaldırım uçlarını ve artıklarını toparlayan üç beş güvercin gördüm
Süleyman caddelerin ne çok yaması varmış be bugün kaldırımların yalnızlığını gördüm her adım da aynı kareyle yürüdüğümü kimseye çarpmadan omuzlarımı kaçırmadan bakışlarımı kavgalaşmadan kimseyle bu şehrin zaafını gördüm
bugün ilk defa şehri çıplak gördüm Süleyman gece süzülürken sokaklarından şehrin sokak lambaları utangaç bir bakire gibi sırıtıyordu ben ise garipsiyordum mecazını uyutup gelen dilimin yalnızlık dediğini duyunca
Süleyman ilk kimin pabucu düşerdi sokağa
yolu bitirmeye çalışıyordum yaşamın başlamasına daha bir saat vardı ve yolun sonu yaklaştıkça otomatik bir kepengin tek tuşla boyun eğmesinden başka hiçbir bağlantım yoktu yaşamla
bugün ilk defa kullanılmış bir şehir gördüm Süleyman
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Süleyman II şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Süleyman II şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bir kaldırım taşı bir güvercin yaşı hangi acıya denk süleyman
içimdeki senler bana davacıyken bu gidiş neyin diyeti yakmak varken aşk ile koca şehri ayrılık kokan çiçekler neden saçlarımda süleyman
yağmurlara inat bakir bedenimi yıkıyorum rüzgara inat saçlarımı dağıtıyorum ben bu gece kaldırımlara göz yaşlarımı gelin ediyorum hadi yırt geceyi süleyman
bırak izbe ve köhne kaldırım taşlarında can versin bedenim kokuşmuş bedenimi sürüsün aç köpekler ben beni kaybetmişken karanlıklar içinde bırak yalın ayak çocuklar geçsin üzerimden süleyman
ah süleyman kalemin derdi varki yazıyor misali yüreğim sana ayan gözlerim dua da ellerim semada duy ve gel yetti artık yetti be süleyman
.....mükemmel bir şiir di yare sesleniş ve derin iç çekiş yüreğine sağlık değerli şair
Bir derleniş ve dertleniş.. Daha ne kadar yanılacak yanılsımalarla bilinmez..
...
Uzun zamandır takibimde olan düzenli ve düzeyli bir kalemin sahibisiniz. Bazı sayfalar ve sahipleri şiirin iksirini güzel muhafaza ediyor ki uzun aralıklı molalar bile unutturmuyor etkisini.
Sözün kıs(s)ası iyi ki yazıyor dediğim kalemlerdensiniz. Yolunuz şiir olsun değerli şair.
Kaç vakit oldu ayrılığın makamını devireli Ne denli kalkar ihtişamım, sırtını güne sürmüşken Can aşığı bir yemin karalayıp duruyorum Kahkahasına boğulan bir matem indiriyorum Secdeye küskün kaldığım tanrımın
Kaç vakit oldu ayrılığın makamını devireli Ne denli kalkar ihtişamım, sırtını güne sürmüşken Can aşığı bir yemin karalayıp duruyorum Kahkahasına boğulan bir matem indiriyorum Secdeye küskün kaldığım tanrımın
İlk yalnızlığın pabuçları düşer kaldırımlara Ve sonra ölümle burun buruna düşlerimizin ilk yaz ürkekliği ve kadim yalnızlığımız kısık sesini ulaştıramıyor duran sessizliğe kapat kenti gidiyoruz Süleyman
Öyle öteye düşünce sözüm bir efkarı kaldırıyorum Altı deniz öfke belki çoğunda maviye serptiğim Bildiklerim dokunuyor çoğuna bilmediklerimin İpi boynuma Dur demek miydi zamanın silsilesine Ve oynamakmıydı Cümlelerle seni beni birirlerini anımsarken Çoğunda düşkünlüğümü anımsıyorum Ve çekiliyor deniz Makam inciniyor
Can kuzucummm❤