10
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
999
Okunma
hayat diyorum
özür diler bazen
yanlışlıkla yaptığı bir iyiliği
geri alırken
göğe saldığımız bütün uçurtmalar
kendi ipiyle boğuldu
ellerimizden kaymanın verdiği hüzünle
çocuktuk
bilmezdik ölümü
oysa maviye gömülürdü
ölü uçurtmalar
yarınların hep daha güzel olacağını sayıklardı büyükler
kocaman adamların kocaman ağızlarında söylediği koskocaman yalanlar
yılan hikayesine dönüyordu büyüdüğümüzde
büyük adam olmanın ne kadar mühim olduğunu
takım elbisesiyle masa başı iş yapan bir memurun
bugün git yarın gel kısmını makaslayarak
öve öve anlatamazdı babam
çocuktuk
henüz büyümediğimiz zamanlardı
takım elbiseli adamlar çok sıkıcıydı
babam ,
üstü kapalı at yarışı oynuyordu
sınıfımdaki beygirlerle
ve kulvarı birinci tamamlamam için
üstüne düşen görevi layıkıyla yapıyordu
oysa ben en çok
şirinlerin yaşadığı ormanda
mantardan bir ev hayal edip
şirineyle kelebek kovalamak istiyordum
büyüdük
ve öğrendik sonunda
hiç bir bulutun yas tuttuğu için ağlamadığını
ve şirinler denilen o şirin şeylerin
yarınların güzel olacağı yalanından farkı olmadığını
hayat mı
masal olamayacak kadar gerçek
gerçekler kadar acı
ama hep rolünü iyi yapan
uslanmaz bir yalancı..