perdeleri çekince güne gam yüklü siyah bir bulut kaplıyor göğümüzü hüznün yağmurlarını çok içtik Rüveyda bir damla boyu yol alabilmek için yıldızlara karanlığı süzdük damıtılmış acılar akıp ayrılık denilen o uzun oluktan göz yatağında biriktiriyoruz sızıyı sonra da dize dize içiyoruz yazılmış bir şiirin satır arası boşluğundan
sarhoşuz Rüveyda kaç şiir sonunda tükenecek kalem bir şiiri nereye gömerler bilmem ama ben şair değilim Rüveyda
yanıp sönüyor direkteki bozuk lamba bir baba şükrediyor haline Rüveyda bir ana ipe diziyor çamaşır diye semt pazarından akşam üstü indirime geçmiş ucuza satın aldığı umutları
bir çocuk ağlıyor Rüveyda damı akan yetimliğin badana kokan rutubetli odasında bir çocuk ağlıyor sessizce duyuyorum Rüveyda görüyorum çocuğun yanaklarını silen abisinin cılız ellerini
ölüyoruz Rüveyda ölümü hak edecek kadar yaşamadan yaşatmadan bir kalbin içinde atmayı bekleyen aşkı güneşe kavuşmayı bekleyen kardelenlerin incecik boyunları kırılıyor buzdan şehirlerde
eriyoruz Rüveyda gün be gün an be an tükeniyor ciğer denilen hanedeki sayılı nefes
hadi çek perdelerini güne nasılsa akşam çökecek senin de şehrine.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
han sancısı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
han sancısı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
el değmemiş bir aşk.. gün görmemiş sevda.. oysa herkes sevebilirdi uzaklardan.. ateşin etrafında onlarca pervane dönebilir.. yanmadıktan sonra neye yarar bu döngü.
sevgiyle..