GÜL AĞACI
kızıl renkli gül ağacı
çiçeklendin yine baharda çiğ damlıyor yarin kirpiğinden hüzünlü gitar seslerini duydun mu duydun mu suyun şarkısını telaşlıydı leylak kokulu yarin ayakları kırlangıç alev parıltılı kanatlarını çoktan götürdü mevsim gitar ve güz yemişler ağaçlardan döküldü hüzün telaşlı güz kuşlarının öyküsü göğün altında kuşlar uçuruyor kanatlarını deniz yakamoz ışıltısı bulut yağmurluğunu ergen kızların dudaklarında bırakmış umut ay öpüşünün gizlice suya dalıp çıkması mevsim arpej zamanı gitarımda solgun güz penası kayıp aşk kim söyleyecek ezgimizi gül şerhi koyduğum dudaklarına alışılmadık kıyılardasın maviye çalan koylarda yağmur çağrışımı dolunayın ışığı vuruyor yanılgılara hayat göklerin hayatı kafesini kanatan kuşların şarkısını kim söyleyecek şimdi şebnem yorgun düştü damlamaktan yolculuk güle eski masalların havasına bürünmüş yıllar hüznü ince bir kolye gibi taktın boynuna siya tül perdesini indirdin gecenin mektuplara kedilerin yabancı adımlarında yalnızlık eve geç kalma kediler eşiklerde bekler hüzünlü gitar sesleriyle geldi sonbahar çoçukluğumun sokaklarında kimseler yok kırlangıçlar uçuyor sırça denizlerden gülümsüyor muz hevenkleriyle akdeniz gitar ezgileriyle sonbahar kadınları menekşelerin boynunu hülyalı öpüyor kırlangıç kanatlı adamlar gül ağaçları verin bana gül boyunlu veballerim var gül lahitlerinde elinde gül demeti tutan kadınlar gül yastıklarda belki gülmediler gül çelenkleriyle süsle sonsuz lahitimi sırça denizlerden esen bahar yeli mistik koridorlarda aynalara tutunur durur kızıl şelalerin kadınları gitmiştn çoktan gül kokulu anılardan gül şerhi koyduğum dudaklarında şimdi yabancı şarkılar bense yürüdüm gül ağaçları boyunca yabancı yarim saf şaraplarla gül kokulu rüyalardan uyandır beni Ömriye KARATAŞ 24.05.2017 |