yağmur geçidi
yine akşam gün, kapıdan geçip gitti
hayıflanırım, içlenirim, dudağımı bükerim geceler karanlık, bulutlar harman yeri yüreğimle hüzünlenir, gözlerinle yağmurlanırım kar/ı erisin aksın başında şu mor dağların baharda çiçeklenir dallarımız elbet; yaz/a geçer nazımız avunurum yine aldanırım nüksetsede içimizde eski yaralar ağtabakası kasım kasım kasılır retinaların içimiz yangınyeri, dışımız ışığa hasret aşk kokusu, bahar kokusu ağlaşır yeşil yaprak arasında dalda kızaran kirazın adamakıllı yaşadığın, hüznün köy kokusu bulaşır tenine, kentin kıyılarına arı sütü misali bir safran oturur ufuklara gün ve gün kaybolur, çöker üstüne karanlığın bir yumruk, boğazında düğüm düğüm bir hıçkırık, cankırıkları kördüğüm yürekten damlar; kırılmış, dökülmüş hüznün ve bir şehir artığı bir düş/e bulaşır akşamlarında azan yorgunluk ve ağrıların vardiya işçisi gibi sallanır dalda yeşil yapraklar yıldızyorgan altında şahlanır karabasan kan uyuşmazlığı, yalan yaşamışlığı insanoğlunun olmuş bitmişliği, yüzünden tadı bozulmuş arka bahçede dna sı ham meyvanın ve gider kaşların arasına akşam, şaşarım; bir bakışa, bir gülüşe dünya değişir zaman zaman kış düşer, ruhun sessizliğine düşlerin yetimliğiyle kışlanır akşamlarım sabahlarım... Nurten Ak Aygen 19/05/2017 Bayramınız Kutlu Olsun!! |
hocam
saygılar