Hocam 4-Hınzırbiraz sonra tekrar, o telefon yine çalar kalbim duracak sandım, açtım “-özür dilerim kapatmak zorunda kaldım kapıyı çalmadan gelir gider kaynım” konuyu değiştirmek lazım “-kızlar nasıl.. şirincanlar çok tatlılar maşallah canlarııımm” …. alaycı, laubali bir sesle “yannama diyeyrum sağa” dedi … “-anlıyorum seni, bana güvenmiyorsun belki de güzel bulmuyorsun elbette yanında genç çok güzeller olunca tabi! oysa ben.. seni tanıdığımdan beri senden başka bir şey düşünmüyorum” dedi memnun, ! hiç tatmadığım başka bir mutluluk kaplıyordu içimi söyleyeceğim çok şey vardı, aslında onu çok seviyordum; ama sustum.. sesimi unutmuştum.. susmuştuk.. nefeslerimizi duyuyorduk.. onun sesini duymak, söylediklerini kaçırmamak istiyordum baskın, şuh, tatlı, sorgulayan bir “-evvet?” dedi “-ne evveett?” “-sen?” usulca “-ben de” diyebildim duydu mu? duymadı mı? bilmiyorum gene o baskın.. kadınsı şuh ses kiii.. hem de bu defa kahkaha eşliğinde “-ne sen de” dedi mahçuuup “-ben de işte..” dedim o gene otoriter.. “ülen! adam gibi üstüne basa basa, desene “emin değil misin hislerinden” gidip vardım ilk okulun ilk günlerine; çok sonra “-ben de seni,..” deyip gene sustum oysa içim taşıyor; "hep seni düşünüyorum seni çok seviyorum” demek istiyorum çok çok sonra diyebildim “seviyorum” .. “-her şeyden çok..” “ben de hem de ta ilk günden beri” “ama bu başka bir şey”di “sevmekten öte” “seni yaşamak sanki” “sende yaşamak içimde; seni yaşatmak "-bir kadın ister gibi değil…” “-biliyorum” dedi "!" “-benimki de öyle” “-sıradan bir şey değil.. daha önce adı konulmamış yaşamadığım, tatmadığım duygular, meğer ne cahilmişim bilmediğim ve senden öğrenecek ne çok şeyim varmış.. ne kadar sıradan, zavallı, sürüdenmişim ..” aklımda bir şey yok, hiç bir şey gelmiyor “-ülen; bir şarkıdan, yabancı bir şairden falan yok mu bi dörtlük bu nasıl profesörlük” “otuzun üstünde kitap?” “bu köylü çocuk “aşk” karşısında bitap!” “en güzeli; soruya soru ile cevap” “-nasıl yani” “-bak şimdi sen sabah zeytinyağlı yumurta yedin değil mi domates-peynir, kayısı reçeli” hiç düşünmeden “evet” dedim (aslında çökelek ve vişne reçeli idi) “-yanında da çok açık çay” sevinçle “-evvet" dedim "-yahu nasıl bildin ki?” “-nefesin hala yumurta kokuyor” dedi dişimi fırçalamamışım gibi bir utandım ki “-akıllııımmm; ben hep seninleyim, bak şimdi, gece ikiydi uyandım başında bekledim iki buçuk gibi usandım beklemekten, gözlerini özledim öptüm gözlerinden uyandırdım kıyamam sana bebeğim” "ne diyor bu?" dedim “bebeğim” mi? nasıl yani sarsın sarmalasın ilgilensin şefkat göstersin başımı okşasın, öpsün beni istedim bebekleştiimm “-beni çok sev, muhtacım sana” dedim “-kıyamam sana güzeliiimm neden söylemedin peki” bu defa kızgındı “-bilmeem” .. “-buna hakkım var mı” bir anne şefkati, bir büyük korumacılığı “-kıyamaaamm, canım benimmmm”.. ? "yani hakkın olsa, hı?" hınzır arsız küçümser güldü, sonra halime acıdı "-ben seni çok özlerim.. yollardan gözlerim.. ismini sayıklarım hocacııımm canımmmm canımm canımm” şimdi alaycı “-ne diye” .. “-sen benim adımı biliyor musun” aklıma ilk geldi “-güüülll” “gülün sana kurban olsun, masumummm” ilgimin fark edilmemesi için onu kimselerden soramadığımı unuttum.. … sevdim bu ismi, sen bana hep “gülüm” de “güülllüüümmm!” sahi neydi adı sordum "adın ne?" “güüülll” dedi beni taklit ederek.. davetkâr sevincime bereket ömrüme bahar dallarıma tomurcuk ekleyerek sonra durduk yerde “benim güneşim olur musun” “olmaz” dedim “-nedeen!!” .. “sen böylesine güzelken .. “ilahemken .. ben ancak senin kulun kölen, sevdalın olurum, sen de benim Sultanım!..” “-beni güzel mi buluyorsun” “-hem de çook” "?" oysa hiç düşünmemiştim o ana kadar aklıma bile gelmemişti “-yemin ederim çok güzelsin” … “sen de çok güzelsin..” “..” “-gülüüm” “-güzeliimm” “-!” “-bebeğiiiimm” “-?” “-kapat hadi!” “-sen k..” “-kapat dedim ülen!” “-sen kapat..” “-eşine yakalanacaksın kapat ülen!” "ben yarın seni ararım" "!" "ben aramadan arama lütfen" "..!!" "mesaj da yazma" ".!" "sen beni düşün yeter" ! "işimiz var bu küçük?" |
Güzeldi eser.Kutlarım emeğinizi
esenlik dileklerimle...sevgiyle.