GÖNÜL GÖZÜMDE SURETİ AŞKIN...
Zam/an aşımı tüm yanılgı,
Göğün tecellisi pejmürde gürültü Yine haykıran bulutlardan alıp da nasibini Telvesi yalan mı bunca mücbir suretin? Korunaklı kollarındayım düşlerin, Düşe kalka büyüseydim keşke O zaman asla hicap etmezdim Debdebeli hayatların fıtratı mı yoksa Kan revan mabet, Rehavet içinde insanlık Gönülden damlayan suru mu süreceğim Ölü çocukların yüzüne Ya, nasıl döneceğim Tanrı’ya yüzümü? Kokuşmuş telaşlar, Yanılgı yüklü revnaklar, Karınca kararınca isyan mı da yâd ettiğim Dünün gölgesi düşmüşken Kapatmayı asla düşünmedim Gönül gözümde sureti aşkın, İmla hatası belki de her yanlış cevabın. Serpiştirmiştim oysa ömrü, Korunaklı dualarımın sür git hüznü. Diyemediklerimden de sorumluysam Kınında ölüm mü olmalı sehven? Suretimde hazan olsa da nisanın pembesinde, Yürekte kandırıkçı bir neşe, Yine elem’in peşrevi Her titrek gönülde. Kambersiz düğün müyüm ne, Sağdıcıma inanmıştım Kondurduğum her şerhte İnanmakla mükellef olduğum onca heceyi de İsraf ettim edeli, Kanmaca cümlemin şekilsiz hicvinde Bir de konduramazken adını kınalı güzün mateminde, Yanılgıyım ilk günden beri, Yakıp da içine daldığım her ateşte Mabedimin yongası tüm fevri aşklarım, Sondan başa saymaktan da betermiş Beşer olmanın mucizevî Mürşidi olmak bile sevdanın Tedavisi olmaya muktedir münhal bir reçete. Gıyabında tutuşan kelamın, Serçenin uzvunda lanet bir lekenin, Teşbihte hata olmaz demenin bile raconu Kanıksadığın kerametin de illeti sair imge, Gönül yorgan Göz ise nizam yorgunu, Deyip deyip susmaların bile varsa edebi Neden bunca yengi? Nedir bunca temerrüt? Kaybına mı yansın gönül, Kazanmadığı her günün de düşmüşken peşine Saklı her peşrevinde sayısız lehçe, Dökmediğim yaşlarla gömün beni Bir de doğurmadığım hangi şiirse Hüznün sarmalı Bir de evet, bir de yongası ömrün Denenlere kani olsam keşke Ölümüne sevmelerin bağlanmışken basireti. |
Harikaydı....