Ömrüm Tükenene Kadarmavi dalgaların çarptığı kayalar öyle sessizce susardı karşımda bense mavinin güzelliğini izlerdim mavinin her tonuna dokunur gibi sonra uçurum kenarında sesimi idam ettim avazım kesilene kadar adını haykırdım dağlara içi karanlık bir geceyi korkarak adımladım sonra bir mutluluğu terk ettim nasıl bir kapıdan girdim sevdaya nasıl bir karanlığın içindeyim içimdeki acı yüzümdeki sessizlik yüreğimdeki kör kurşun nasıl canıma batıyor bir bilsen yüreğimin en derininde sakladım seni hiç kimse görmesin ama hep benim ol istedim sadece benim gecenin en karanlığında yıldızlara günaydın dedim yağmura iyi geceler gri bulutlara el salladım yastığıma bir damla göz yaşı döktüm ve bir romanın içinde seni aradım adının geçtiği, seni bana hatırlatan bütün cümlelerin altını çizdim gidişinde takılı kaldım elim titredi bu gidişin bir gidiş değildi bir yok edişti bir sevdayı bir mutluluğu bir yaşamı yok edişti sonra beklemeyi seçiyor insan içinden özlemeyi içinden sevmeyi içinden yaşatmayı nasıl bu kadar uzakken bu kadar karanlık bu kadar sıra dışı bu kadar zamansızken içimde benimle yaşıyorsun anlamış değilim seni özledikçe ’seni seviyorum’lar biriktiriyorum ne zaman gelirsen o zaman yüreğine yüreğimle sarılacağım bir ömür değil ömrüm tükenene kadar ibrahim dalkılıç 03/04/2017 22:25 İzmir |
mutluluklar o kadar nadirdir ki küçüçük bir kırıntı dahi olsa mutluluğa sarılmalı dolu dolu bir şiirdi yüreğinden mavi eksilmesin saygı ile...