HER VAZGEÇİŞ BİR İNGRİD BERGMAN
zamane seyyahı gömdü atlantis yüreğini
kırmızı bir kentin masalsı yankılarına devasa soğuk bir çöl gözlerin gözlerin benden uzak sahra gözlerin tanrıların topraklarında fransız mavisi dönüşen müstemleke ayrı bir dile gözlerin bir toplama kampı gözlerin iltica kırmızı kentlerde kaybettim seni her vazgeçiş bir ingrid bergman bir mabed gibi kutsadım dudaklarını sürekli bir telaş ince yağmurlar duldasında bir berberi yalnızlığıdır vazgeçişler göçebe bir keder alır magribin ötesinde beyaz kentleri hayat suları ne zaman yağar çöllerime ey yar bir ortaçağ kentinde göçebe tugaylar gibi yaşadım seni beyaz minarelerin gölgesinde billuri bir duada her vazgeçiş bir ingrid bergman her vazgeçiş mevsimin buruk şaraplarında yasemin kokulu aşkların boynunda vebal söyle sevgili söyle kaç dirhemdir bu yalnızlık moroken ayakkabılarla gidilmiyor yaralı aşkların nekropollerinden kırmızı kentlere ırmağın kokusu kalır yasemin kokan baharlar kalır iç avlularda sesin kalır nefesin lahitlerin zarafetine gömüp sevdayı çıkarsın kırmızı kentlerden kalbimden sahra rüzgarları getirir son gülüşlerini unuturum seni beyaz kentlerde gövdemde semantik bir boşluk gurbetlerin gömdüğü bulanık defterlerdeyim yabanıl sesim bir çölsün şimdi her vazgeçiş bir ingrid bergman her vazgeçiş sarsak bir yolculuk hançerli güzlerin tenha eylüllerinde Ömriye KARATAŞ 16.03.207 |
zorlama kelimeler olmasa idi güzel olurdu bence.