BERİTAN ÇOBANLARIBERİTAN ÇOBANLARI Keçedendir Sırtlarındaki beyaz kepenekler. Griye dönmüş renkleri kirden. Önlerinde bir koyun sürüsü, Yanlarında tasmalı iki köpek, Kangal cinsinden. Ekonomi, para, enflasyon, Savaş, terör... Hiç biri tanıdık gelmez onlara. Şu dağ senin, bu bayır benim, Dolaşıp dururlar Beritanlı çobanlar... Evleri olmuş buralar, Çıngırak sesleri işkence gibi çınlanır kulaklarında, Şikayet etmezler ama. Torbalarındaki azıcık azık, Peynirle ekmektir. Unutmuşlar başka lezzetleri Koyun sağarlar, İçerler sütünü memeden aktığı gibi. İç acıtıcı melodiler çalar kavalları, Koyun ve kuzu ara verir otlamaya, Dinler kavalı. Çobanaldatan kuşu uçuşur oraya buraya, Dans eder gibi. Yağmur, koyunlara taze çayır getirir. Çobanlara perişanlık. İliklerine kadar ıslatır. Ateş yakmak gerek, Isıtmak gerek üşüyen elleri, Kurutmak gerek ıslanan giysileri. Uyku düşmandır. Koyunlar alır başını gider, Kurdun önüne, Bazen de hırsızın kucağına. Felaketleri olur. Dondurucu yayla gecelerinde Nöbetleşerek uyurlar, Sert ve ağır kepenekler içinde. Ne eş var hayatlarında, Ne çocuk.... Bekar yaşarlar anadan doğdukları gibi. Ama mutludurlar! Medeniyetten uzak, Başka yaşamlara yabancı, Gariban Beritan çobanları. Ömer Adar-2017 |