ÇÖPLÜKTEKİ SURİYE'Lİ
ÇÖPLÜKTEKİ SURİYE’Lİ
Zayıf ve çelimsizdi çöplükteki Suriye’li, Kim bilir; Neler çekmişti bu cılız beden? Neler görmüş, Neler yaşamıştı darmadağın o ülkede?... Anlattı sorulunca; Sunniydi, Müslüman kendisiydi sadece, Başkaları değildi. Şii de öyle düşünmüş, Kendisini ötekileştirmişti. Arap, Kürdü küçümsemiş, Kürt Türkmen’e zulmetmeyi reva görmüştü. Zengin fakiri horlamış, Fakir zengini düşman bellemişti ülkesinde onun. Başlamışlar bir birlerini avlamaya, Kalaşnikoflar ölüm kusmuş. Geçirmemişler hasımlarını mahallelerinden, Oralar kendilerinden sorulur olmuş bir süreliğine. Fırsat bu fırsat demiş, Hemen işe koyulmuş birileri; Amerikalısı, Rus’u, IŞİT’lisi. İşgal etmişler öz yurtlarını, Atmışlar topraklarından top yekûnunu. Ekmek yok, aş yok, Dilencidir artık onlar, yabancı yurtlarda. Nihayet hayıflanır olmuşlar; Nasıl geldik bu hale diye. Nafile; Olan olmuştur bir kere. Gördüğüm Suriyelinin Şimdi elinde kalan tek malıdır İterek çalıştırdığı o çöp arabası. Şu sokak senin, bu sokak benim diye adımlıyor, Şehrin dört bir yanını. Ekmek bekler bu cılız bedenden, Evdeki üç hanım, on iki çocuk. Meşakkatli iş! Allah kolaylık versin. Ömer Adar-2017 |