Dü/şün/ce düşünce...(sone)
Dü/şün/ce düşünce:
Düşünce düşünce: Gözlerden ırak solar, her azara baş eğer; Görkeme ermiş güller, tutuklu yokluğunun Kölesiyiz boş vaktin, göklere çıkardıkça Güzelliğe bürünür, boşuna çabalarım Körlendi demesinler, günün kalan zamanı İyice görmek için gönlünce sevenlerin Aşkın ruhunu kıyma gözlerinde sevincin Gözlerini aç bu gün gücünü tazele sen Gücüyle böler zaman bir sahili ikiye Görmek için yarını beklenir yazın yolu Diyelim ki bir umman içinde kaybolduğum Gece gündüz el pençe gözlerken saatleri Geçirdiğim saatler öyle körkütük sadık Günüm durgun su gibi durayım düşünmeden.. 2 Gücü bile yeniden toparlan kalk ayağa Göremez seni kötü öyle köledir sevda Bekleme cehennemdir iyi kötü demeden Geçirdiğin saatler bir hiçtir baştan başa Hiç birşey yoksa yeni bırak keyfini sürsün Dönüp baksanda geri o eski defterleri Göstersin eski kitap sendeki imgeleri Görelim neler demiş eski dünya acaba? Kim ustası bu işin kim yenilmiş kim yenmiş Geçmişte hiç kuşkum yok bu gün değersizlere Görsünler hakikati övgüler yağdıranlar Dönsün güneş bin defa dönsün dünya bin kere Görelim nasıl düştü döküldüyse düşünce Sözünde durmayanlar özünde olur masal 3 Kayalık kıyılarda dinen dalgalar duru Çırılçıplak ardarda ömrümüzün anları Çarçabucuk kaybolan zaman bir armağandır Amansız tırpanını başa vurur erkenden Gözkapaklarım ağır, yorgun argın kapanır Keyfince kapansınlar sana benzer gölgeler Koyunlar saya saya hayalinle kapansın Çok değildir o kadar avare saatlerim Uyku durak vermeyen kendi aşkımdır benim Benzim uçmuş pörsümüş kendine duyduğun aşk Ters düşer bana bu kez aynada görür görmez Varlığımın her yeri gözlerim ve yüreğim Her bakımdan hemde çok gördüm gerçek yüzümü Örtünsün güzelliğe bitsin bu kara günler.. 4 Kötü şeydir insanın kendine duyduğu aşk Karanlık yokuşları yaşlılıkla tırmanmak Yalnız bırakır dostsuz gözden ırak olarak Görsün kara satırlar görsün gerçek yüzünü Doğa yenileniyor eskileri soyarak Göz boyamaya kalkmaz allı pullu yalınkat Yeşil almaz kimseden kendi ilk yazı için Süsü püsü kendinden doğal yaşar güzellik! Eski güzellik neymiş görsün düzmece sanat Kimseye vermezdi şan çiçek doğal ölürdü Saçında altın örgü gönlünde destan Türk/ü Yanakları eskiyi gösteren bir harita: Hazinedir sandıkta saklı duran antika; Dünyanın gözündedir, bu ülke yarımada.. 5 Ekmeğini yağ sürer, kol gezen kötülükler Bıktım fani dünyadan kalıcı değilim ben Kısa sürer her bahar, sefâ sürer karakış! Yüzü boyar sahtelik, iyi kötüye köle. Zavallı güzelikle şenlenir imansızlar Kol gezen kötülüğü nasıl önleyeceksin! Kavuşmuyor ki doğa; ondan başka kaynağa Uzanıp akıp gitsen ırmağın kollarında. Bassın bağrını toprak, bütün kötülükleri Hüküm sürüyor işte! Kararttılar renkleri; Yaldızlı posttu kapmış köşe kapmaca oynar. Boyu bosu devrilmiş dildeki yalanların Kör topal kızla oğlan giyinmiş süs bitkisi: Adı saflığa çıkmış ne garip dünyadır ki; 6 Sandığından çıkarsın üç beşi bir yerdeyi Yazın tatlı rüzgarı değsin o gül gerdana Üstüne yürüdükçe karşı koyamazlarken Hiç biri bu mucize doğanın karşısında. Kıyamet kopsa titrer, dalda yeşil yapraklar Çürüdükçe zamanla yeniden açar yaprak Nerede saklanırlar ışıldayan baharlar Mis kokulu çiçekler uçuşan kelebekler Bir rüyâ aleminde akşam sefâlarında Buluşan renkler nerde nerde eski zamanlar Kaybolup gittiler hep hepside birer birer Başları göğe değen bir ummandı mutluluk Yenilgiye uğramış geçip giden zamana Yenik düşüyor herşey ölümün gazabına.. 7 Oku; çalış ve öğren, cahil kalma dünyada Hakkı adeleti bil herkese adil davran Kör karanlıkları sil o gönül pencerenden Okşa yetim başını ona yurt yuva göster Kırk yıl köle olurum bana harf öğretenin Demiştir atalarım boşa değildir elbet Kalmasın odalarda karanlık hücrelerim Yakışmaz Türke esir yaşamak Türkoğluna: Bilgeliğin san söhretten ziyade ilmin olsun Düşenin elinden tut diz çökmesin önünde Sana boyun bükenin kaldır dik tut başını Ayak basma üstüne karıncanın böceğin Unutma ki her canlı ölümü tadacaktır Asaletinle giyin o beyaz gelinliği.. 8 Şehit mertebesini eren vatan uğruna: Mehmetçikler doludur kurtuluş savaşında Çanakale geçilmez yurdumun köşesinde Yurdumun hert karışı boyanfdı al kanlarla. Kıran kırana geçti şefaate ulaştı Ateşten bir gömlekti yüreğinde ateşti Kadın kızı erkeği bu uğurda çarpıştı Toprağa karıştılar top yekûn vatan için!! Hiç yoktan var ettiler sürdülert o düşmanı İlkkurşunu attılar İzmir’de Ödemiş’te Ne sırça bir köşk vardı nede aysakta çarık Yokluk içinde birlik yürüdüler el ele Yürüdüler el ele kaynılarla kızakla Elif elif düştüler özgürlüğün peşine... Nurten Ak Aygen 29/01/2017 |
Anlatımı ve anlamıyla ahenkle dizilmiş kelimelerin şiir şeklini alması…
Çok çok Beğendim…
…………………. Saygı ve Selamlar…