Öyle ki...
Yâr aşkına sunulan, mey için meyhaneler
Gün batarken açılır, aşkın tan yeri gibi. Zülf-ü yâr için diye, dillenmiş peymaneler Ay bedir olmuş yansır, ışıktan beri gibi. Gönül nevbahar ister, tenim ihtiyar düşer Bâd-ı sabâ esince, yüreğime hâr düşer Ecelsiz bahçelerde yâdıma tek yâr düşer Sislerin arasından, süzülen peri gibi. Onulmaz bir sızıyım, yâr koynu tek penahım Aşkın ateşi ile, sarılmış dört cenahım Karanlığın içinden gelir çeşmi siyahım Gâhi bir şebnem olur, gâhi zemheri gibi. Düşlerin ötesinden yetiş kurban olayım Secdemdeki kıblesin, başka neyin kılayım Dudaklarında neyim, üfle ki can bulayım Gözlerinin karası, gözümün feri gibi. Erol URAZ 10.12.2016 Kırklareli |